Uzundu gece hemde herzamankinden daha uzun ve kara,
Tuzlu kirpiklerinin arkasına saklanmış masum gözleri vardı.
Hep deliliğe vuran hırçın dalgaların arasında sıkışıp kalan paslı parmaklıklar kadar yalnızdı aslında.
Bense yüzük parmağında altın bir alyansla parmak ucuna sadece dokunabilen bir ziyeretçi, kaçmak istesem kale surlarına çarpar geri dönerdim çaresizce ne ölebilir ne gelebilirdim sesine.
Şiir gibi bakan gözlerine bakar bir damla kan akıtır ve yazardım savaş mağduru surlarına iki sözcükle kısa bir cümlede anlatırdım seni: tutsağım, uzağım...
Bir damla gözyaşında boğulurdu tüm hayallerim ve katran karası bir zindan beklerdi beni.
Gözünün yaşını silemediğim, özlemler biriktirdim beyaz tenine
Dağların dorukları dumanlı olur
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Devamını Oku
Geriye dönmez savaşçılar...
Fırtınayla yıkanmıştır ömürleri
Karla yıkanmıştır yüzleri...
Bu yüzden asla vedalaşmaz
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta