Bir genç adam varmış,
Yüreği dağlar kadarmış.
Ulaşmak için sevdasına,
Onca şeyi göze almış.
O genç adam ki!
Günlerdir mahsun, günlerdir öksüz bu kalbim.
Terkedilmiş bir virane gibi, kapımı çalanım yok.
Yorgun gözlerle bakıyorum semaya,
Belki yalnızlığımı paylaşır diye.
Hazanım soldu, baharım kış oldu.
Yüreğimde yaşayan o çocuk varya! işte o çocuk dün öldü.
Kan kusturmak vakti gelmişse düşmanıma,
Asil,soylu damarlarımda dolaşan Türk kanımla.
Naçiz vücudum elbet bir gün toprak olsada,
Korku fışkıracak topraktan düşmanlarıma.
Al mendil koymuşlar şehidimin mezarına,
Laleler, güller bitmiş o mezarın etrafında.
Ne kadar gidersen git!
Şu dünyada varamazsın menzile.
Yolun hak ise eğer,
Boşa değil onca çektiğin çile.
Yolun taht ise eğer,
Her şeyi boş ver,
Sevmek seni ama delicesine.
Yasamak, hayatı paylasmak.
Bu zor yolda gülmek ya da aglamak,
Senin yanında, senin ile ölürcesine
Melekler ağlıyor bu halime.
Yüreğime kanat taktım
Gönderiyorum sana.
İçine biraz gözyaşı döktüm,
Gönderiyorum sana.
Belki istemeyeceksin,
Sevdiğimi bilmeyeceksin,
Sana son mektubum bu;
Artık ne varsa yaşanmış,
Hepsi mazide kaldı.
Yine de düşünüyorum bırakıp gidecek ne vardı.
Son mektubum çünkü;
Yaz yalancı,
Güz yalancı,
Dağ yalancı,
Yol yalancı,
Ay, yıldız,güneş,
Kuş, böcek, çiçek.
Siz siz olun dostlar,
Yüreğinizin sesine kulak verin.
Yürekten gelen sesin,
Size yaptırdığına,
Pişman olsanızda,
En azından elinizin altında
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!