Aç da âhu gözlerin, bugün yâr dilenmesin.
Depreşmesin dâg-ı dil, sessiz yel olmayayım.
Koy derdini sırtıma, koy da bâr dilenmesin.
Çağlamasın ab-ı çeşm, susuz sel olmayayım.
Yâ Rabb, senin uğruna;
'Eyyub' gibi sabretmek,
'Rabia' gibi el açmak,
'Yunus' gibi yanmak,
'Üveys' gibi kanmak isterim...
Şımaran dil değil dil-rüba olur;
Sevda lehçesinde sükût edersen.
Mecnun olmalısın, çöl hebâ olur;
Lakin haktır, Hakka gönlünü vermen.
Yürek dokunur mu kârın kastına,
Vur beline kürrenin, kırılsın yekpâreler,
Kürrenin mânâsına erişenler sorulmaz.
Kim bildi; yekpârede dönmektedir hâreler,
Bu su saftır, berraktır, bulanırsa durulmaz.
Salâ okunuyor;
Her nağmesi ayrı bir hüzne boğar yüreği,
Beden ne ki? Kırılır fikrimin kemikleri.
İnceden dalgalarla, asumânı dolanır,
Bir vakit çıkarmadan kırk ahvâle bulanır.
Nâtüvânem, değme pâk-ı eşkıbârıma,
Sille eksen, dîdârına müştâk zârıma...
verme ederden ziyâde,
değersizse, kana değsin.
âlâ değil, alel âde,
buzlu bâde, cana değsin.
Ulu çınar eğilir mi rüzgâra?
Estin durdun özüm sende ahım var.
Dal kırılsa, meyleder mi figâna?
Alev aldım, özüm sende âhım var.
Ne gün gördüm, ne de kara bağladım
Mavi;
Derin mavi...
Vuslat kokulu mavi.
Gözlerin kadar,
Tebessümün kadar, masmavi...
Susma!
Kanasın gözlerim yeğdir.
Ne durulsun akışım,
Ne kurusun yaşım.
Ben senin özlerinde kalmışım.
Lal olmuş dilim, lav misal kışım.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!