CENGİZ AYTMATOV VE 15. ŞİİR AKŞAMLARI! .. Bedrettin Keleştimur
25–27 Ekim 2007 tarihleri hiç şüphesiz derin soluklu iki faaliyeti sürekli bu şehre, bu şehrin insanına ve geleceğe taşıyacak hatıralarla canlı tutacaktır.
Asr Süresinde Yüce Mevla, “—Asra yemin olsun! Şüphesiz ki insan gerçekten hüsrandadır. Ancak iman edip salih ameller işleyenler ve birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler müstesnadır” (Asr Süresi, 1–3) buyuruyor.
Esareti, insanoğlunun, ‘—ölü hayatı’ veya ‘karanlık dünyası’ olarak düşünürüm. Bir büyük Veli, ‘—hürriyet ekmekten önce gelir’ diyerek bizlere hürriyetin; insan varlığı, o varlığın sağlığı kadar önemli olduğuna vurgu yapar.
1992 tarihinden itibaren Elazığ’da, bir büyük coğrafyayı; o coğrafyanın, mayası çile hamurunda çalınmış, insanına sürekli hakkı tavsiye eden, sabır yürekli, gül kokulu dudaklarından ırmaklar besleyen şuara geldi! Her Hazar Şiir Akşamında; bir duygu, bir hikmet, bir irfan selinin dört bir yandan bir büyük vuslat akışına döndüğünü gördük.
İlki 2003 tarihinde, Elazığ’da yapılan, ‘—Türk Dünyası Hizmet Ödülleri’nin her biri Türkiye ve Türk Dünyasında büyük yankılar uyandırmıştır. 2006 yılı Türk Dünyası Hizmet Ödülü’nün, asrımızın yaşayan en büyük romancısı Cengiz Aytmatov’a verilmesi ve 25–27 Ekim 2007 tarihinde yapılan Ödül Töreni, Elazığ’da tarihi günlerin yaşanmasına vesile olmuştur.
ULUSLAR ARASI HAZAR ŞİİR AKŞAMLARI…
İlki, 1992 tarihinde yapılan Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarının her biri; bir şair, edip, ilim adamı ve de mütefekkirimizin anısına yapılmıştır. Fikret Memişoğlu, Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu, Ahmet Kabaklı, Fethi Gemuhluoğlu, Dede Nushet, İsa Yusuf Alptekin, Elmas Yıldırım, Mağcan Cumabay ve bu yıl ise Cengiz Aytmatov anısına yapılıyordu.
İsa Yusuf Alptekin ile Doğu Türkistan’a, Elmas Yıldırım ile Azerbaycan’a, Mağcan Cumabay ile Kazakistan’a, Cengiz Aytmatov ile de, Kırgızistan’a; bu coğrafyamızın edebi iklimine yolculuk yapıyorduk. Dil ve Edebiyat, kültürü nesilden nesle taşıdığı gibi, tarihimize de, zaman ve mekân kaydıyla ayna olmuştur. İşte, Hazar’ın masmavi, turkuaz sularında her yıl, ‘—bayramımız’ olmuştur. Gaspıralı İsmail’in; “—Dil’de birlik, Fikirde birlik, işte birlik” felsefesi hayat buluyordu.
DAĞLAR YÜRÜYORDU! ..
Elazığ Belediyesinin önünden şehrin en işlek caddesinde başlayan, ‘—şairlerin yürüyüşü’ bizlere: ‘—dağların omuz omuza’ intibaını verdi bizlere! Şehrin Valisi, Belediye Başkanı, Atatürk Yüksek Kurum Başkanı, F.Ü. Rektörü, Cengiz Aytmatov, Muhtar Şahanov, Sabir Rüstemhanlı ile birlikte Türk Dünyasının dört bir yanından gelen şairler, ilim adamları ve mütefekkirler büyük bir vakarla; tarihe, zamana ve güçlü bir atiye doğru, ‘—yeni ufuklara doğru’ adımlarını atıyorlardı.
HAZAR, SABIRLA BÜYÜDÜ!
Hazar’ın dalgalarında bile, tarihi soluklarım. Sizler, Hz. Musa’nın kıssasını elbet bilirsiniz. Hz. Musa, Firavun Sarayında yetişecekti. Tıpkı, Orta Asya Türk Dünyasının kaderi! 70 yıl küfrün en debdebeli cehenneminde talim ve terbiye gören Türk Dünyası, ‘—kızıl duvarların yıkılması’ ile hürriyete, istiklale, tarihin altın sayfalarına doğru adımlarını atıyorlardı.
Hazar’da, şiirin efsunkâr havasında; metanetin ilmek ilmek atıldığı, sabrın bir gergef misali işlendiği, tahammülün nur yüzlü adımlara ışık olup aktığını tekrar Türk dünyasının mümtaz şahsiyetleri ile birlikte yaşar gibiydik.
VEFA BAYRAĞI DALGALANIR! ..
“—Vefalı Türk geldi” deriz! .. Hazar’da her yıl bir toy vardır. Aytmatov’da, Tür Dünyasının şair, edip ve ilim dünyasını buluşturan bu kutlu toplantılara, ‘—şiirin ve sanatın bayramı’ der. Elâzığ bir vefa şehridir. Her Elâzığlı, ‘—gönül gözüyle’ Türk Dünyasına bakar. Gerçekte tarihi bir yakarıştır bu! 15.Hazar Şiir Akşamlarında; eserleri 157 dilde, beş kıtada yayınlanan, birçok üniversitelerde akademik çalışmalar yapılan Türk Dünyasının ‘—bilge kişisi’ ve son bir asrın yaşayan, ‘—tarihi hafızası’ Cengiz Aytmatov’u, Anadolu’nun yürekli şehri Elâzığ bağrına basacaktı. Bizlerce manevi anlamda değeri büyük 15.Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları onun onuruna yapılarak bir daha taçlanacaktı. Türk Dünyası Hizmet Ödülünün Cengiz Aytmatov’a verilmesi bir bakıma, ‘—NOBEL’İ SİYASALLAŞTIRAN BATI DÜNYASINA’ BİR GÖNÜL KOYMA CEVABIYDI! .. Elâzığ Valisi Muammer Muşmal, Cengiz Aytmatov’u, Elâzığ’ın ‘—fahri hemşerisi’ olarak ilan ediyorlardı. Ve Elâzığ Belediyesi şehrin en güzide yerinde yapılan bir parka da, ‘Cengiz Aytmatov Parkı’ ismini veriyordu. Bu parkta, önümüzdeki günler, aylar içerisinde ‘—edebi sohbetlerle’ bir edebi mahfil haline geleceğine inanıyoruz. Elâzığ Fırat Üniversitesi Rektörlüğü Cengiz Aytmatov’a, Fahri Doktora unvanını verecekti. Elazığ’da kültürel hizmetlere birçok katkılarda bulunan MANAS YAYINCILIK, Türk Dünyasına yönelik yayınlarına bir halka daha ekliyordu; “—Cengiz Aytmatov’un eserlerinde ESKİ TÜRK DİNİ” Dr Ali Albayrak tarafından Ödül Töreni okuyucusu ile buluşuyordu. Aytmatov’u, kendi diliyle, özüyle dinleyelim;
'-Elazığ halkının benim için düzenlemiş olduğu bu bayram, benim alınyazım olsa gerek. Bugüne kadar çok törenlere katıldım, çok ödüller aldım; fakat hiçbirinden bu kadar manevi lezzet almadım. Ben de artık Elazığ'ın bir hemşerisi, bir vatandaşıyım.'
'-Kendi ülkemde bile milli hislerin bu kadar canlı olduğu bir topluluk görmedim. Siz imanın kredisini bana verdiniz. Ben bunu bir borç olarak alıyor ve, size tekrar iade etmek için harekete geçiyorum. Sizler bana ilham verdiniz. Bu ilhamı saklayıp muhafaza edeceğim. Eğer bu dileğim gerçekleşir, bir kitap ortaya çıkarsa ve Türkiye'de yayınlanırsa bugünü hatırlayın.'
'-Kültürel ve manevî değerler yaşatıldıkça dünya barışı ayakta kalacak.'
ELAZIĞ’IN AYAĞA KALKTIĞI GÜNDE! ..
Bir garip tecellidir, ben buna güzel bir tevafuk diyeyim. Cengiz Aytmatov Elâzığ’a geldiği günün ortasında, ‘—terörü telin mitingi’ vardır. Huzurumuzu bozmak isteyenlere verilecek çok güçlü mesajlar vardır. 100–120 bin kişinin katıldığı bir çığlıktır bu! Bu yürekli çığlığa, Cengiz Aytmatov’da, katılmışlar, ‘vefa bayrağını’ huzur şehrinde dalgalandırmıştır.
Ben isterdim ki, Başbakanımızda, Meclis Başkanımızda, bizim siyasilerimizde bu tarihi toplantıda birlikte, omuz omuza vererek batı dünyasına gerekli mesajları verselerdi, o kadar anlamlı olurdu ki! Hala bu meseleye gönül koymuşumdur.
Teröre karşı belki de en duyarlı duruşun olduğu il, Elâzığ’dır. Türkiye’mizde, nüfus oranına göre de, en az olayın olduğu bir huzur adasıdır, Elâzığ!
Elâzığ, son 15–20 yıldır yapılan sosyal ve kültürel faaliyetlerle zaten kendi şehrinin, coğrafyasının huzur ve barışına yürek dolusu katkılarda bulunuyor. Ankara’mızda, şu hassas günlerde Elazığ’daki iklimi ve atmosferi soluklamalıydı! ..
ÖDÜLÜN GEREKÇELİ KARARINDAKİ VURGULAR!
Türk Dünyası Hizmet Ödülü, gerçekte üzerinde aylarca konuşulan, tartışılan, ‘—seçiciliği’ konusunda şehirdeki bütün kurum ve kuruluşlarının ortak kanaatlerinin paylaşıldığı bir değerlendirmenin eseridir. Türk Dünyası Hizmet Ödülü gerekçeli kararını, seçici kurul başkanı F.Ü. Rektörü M. Hamdi Muz şu ifadelerle açıklıyorlardı;
“-Eserleri dünyanın 154 diline çevrilen Cengiz AYTMATOV, her biri birbirinden güzel eserleri ve çalışmalarıyla; zaman, mekân ve siyasi sınırlamaları aşarak Türk Dünyası’nın ortak bir tarih ve kimlik şuuru etrafında birleşmesini ve bu şuurla geleceğe yönelmesini gaye edinmiştir.
Cengiz Aytmatov; ömrü boyunca Türk Dünyası’nın dil, edebiyat ve kültür birliğini savunurken; aynı zamanda ortak bir dünyalılık şuuru oluşturarak, doğayı çevre felaketlerine karşı korumayı hedeflemiştir.
Cengiz AYTMATOV “Ötekileştirme / Mankurtlaştırma” gibi çağımızın temel problemlerine, “kendisi olma” çaresini sunarak, sanat dünyası içerisinde çözümler aramış ve bu problemlere dünyanın dikkatini çekmeyi başarmıştır.
Cengiz AYTMATOV, Türk Dünyası’nı uyandırma, aydınlatma, ortak bir dil ve edebiyat ikliminde buluşturma konusundaki üstün gayretiyle zirveye yükselmiş; Türk Edebiyatı’nı uluslararası seviyede başarıyla temsil etmiştir.”
OKULLARIMIZ, TÜRK DÜNYASIYLA BAŞBAŞA!
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarının belki de en verimli ve hafızalarda yer alacak olan yönü, Türkiye’den ve Türk Dünyası’ndan katılan şair, yazar ve bilim adamlarımızın okullara dağılarak, ‘—sohbetler’ düzenlemeleri olmuştur. Bu yıl, 25–27 Ekim 2007 tarihlerinde yapılan 15.Uluslararası Hazar Şiir Akşamları, 4. Türk Dünyası Hizmet Ödülü ile birleştirilerek daha da zenginleştirilmiş ve taçlandırılmış oldu.
26 Ekim 2007 tarihi, aynı saatlerde Elâzığ^da bulunan 13 okulda, “-Şairin Gönül Dünyası” ismi altında çok verimli toplantılar yapılıyordu. Takriben 10 bin öğrenci ile yüz yüze edebi bir sohbet imkânı doğuyordu.
F.Ü. TV’den canlı olarak yapılan, “-Şairin Gönül Dünyası” toplantısının Oturum Başkanlığını Prof. Dr. Ahmet Buran üstleniyorlardı. Konuşmacı olarak da, Prof. Dr. Sadık Tural ile Bahaettin Karakoç, Abdyldazhan Akmataliyev, Urkash Mambetaliev katılıyorlardı.
Evet, Okullarımız dedik; Tarihe ve bir döneme isimlerini kazıyacağımız okullarımız şöyle; “-Mehmet Akif Ersoy Lisesi, Merkez Anadolu Lisesi, Ahmet Kabaklı Anadolu Öğretmen Lisesi, Sıdıka Avar Kız Meslek Lisesi, Özel Harput Okulları, Özel Bilgem Okulları, Yavuz Selim Lisesi, Kaya Karakaya Fen Lisesi, Korgeneral Hulusi Sayın Lisesi, Devlet Korosu Salonu, Edibe Can Konferans Salonu, Gazi Lisesi, Balak Gazi Lisesi, Ticaret ve İletişim Lisesi”
Doyumsuz sohbetleri ile de, Edebiyat hayatımıza eşsiz eserleriyle tanıdığımız Türkiye ve Türk Dünyasının söz ve sohbet ehli şahsiyetleri;
Sabir Rüstemhanlı (Azerbaycan) , Muhtar Şahanov (Kazakistan) ,Bahaettin Karakoç, Yahya Akengin, Şeref Bilsel, Oraz Yağmur (Türkmenistan) , Avni Doğan, Biba İsmail (Makedonya) , Serhat Kabaklı, Zinnur Hösniyar (Tataristan) ,Ali Akbaş, Tarık Özcan, Bauırjan Jakıp (Kazakistan) ,Hadi Önal, Fatima Abdalova (Kırgızistan) ,Muhammet Ali Eşmeli, Mehmet Ömer Kazancı (Kerkük) ,Tamer Kavuran, Cengiz Alioğlu (Azerbaycan) Ali Ayçil, Abdullah Satoğlu, Sabri İbrahim Alagöz (Bulgaristan) ,Kubilay Beliğ (KKTC) ,Cenk Gündoğdu, Mehmet Bütüç (Kosova) ,Bahtiyar Aslan, İmdat Avşar, Bayram Durbilmez, Ömer Kazazoğlu, M. Faik Güngör ve M. Şükrü Baş
EDEBİ OTURUMLAR! ..
15. Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarının açılış törenlerinin hemen akabinde, Elâzığ Öğretmenevi’nde, Oturum Başkanlığını Servet Kabaklının yaptığı “- Yıldırım Sesli Manasçı: AYTMATOV” isimli bir panel yapıldı. Bu panele konuşmacı olarak da, Prof. Dr. Sadık Tural, Muhtar Şahanov, Sabir Rüstemhanlı, Prof. Dr. Ahmet Buran, Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, Yahya Akengin katılıyorlardı. Aytmatov'un dünya barışına katkılarından söz edilen bu panelde; 'kendisi olma', 'ötekileşme' ve 'mankurtlaşma' gibi meselelere derinliğine girildi.
Kırgızistan denilince şüphesiz ki ilk aklımıza, dünyanın en uzun 500 bin mısralık, MANAS DESTANI gelir. Ve. Onu asıl nesilden nesle soluklayarak ezberden okuyan, MANASÇILAR!
Manas Destanını, Manasçı, Urkash Mambetalie’den büyük bir zevkle dinleme fırsatını bulduk. “-Türkçe’nin İmkânları ve Geleceği” konulu sohbet toplantısında konuşmacı olarak, Beşir Ayvazoğlu katılıyorlardı. Fırat Üniversitesi Bahaettin Ögel Toplantı Salonu’nda yapılan bu verimli sohbet toplantısına, Üniversite Öğrencilerinin katılımı ağırlıktaydı.
Belki de bizleri en fazla etkileyen ve konuşma esnasında kendilerini tutamayarak ağlayan dinleyicilerinde olduğu, “-Kurşunlanan Türkoloji” isimli eserin yazarı Prof. Dr. Ahmet Buran tarafından, acılarla dolu, katliamlarla dolu, insaf ve merhametin üzerinde kara bulutların bir dönemin anlatılmasıydı. Türklere yapılan, ‘—tarihi soykırım’ hiçbir millet tarafından şimdiye kadar ne dile getirildi ve nede bu milleten özür beyan edildi. Elazığ, Devlet Korosu Salonu’nda yapılan bu verimli toplantıda, Cengiz Aytmatov’un babasınında, soykırıma kurban gittiğini ve maalesef ki, ailesinin bu acı katliamdan sistemin çöküşünden sonra haberi oluşuydu!
ESAT KABAKLIYI DİNLEDİK!
Her bakımdan dopdolu, hafızalarda uzun yıllar ve belki de nesiller sonra hatıralarıyla bütün güzellikleri çocuklarımıza anlatılacak zenginlikte bir proğram! “Issık Göl’den Hazar’a Türk’üz Türkü Çağırırız” isimli proğramıyla sahne alan Esat Kabaklı, o tiz sesiyle bizleri gönül coğrafyamızda gezdirdi. Ey benim acılı ve bir türlü içindeki sancılarını atamayan Türk Yurdum, bak şu seslere, seni çığırır; nelere hasret kaldığımı, hicran ateşiyle nasıl yandığımı Türkülerim söyler. O türküler, her birinin silinmez hikâyesi ile Kabaklı’ya bir daha kulaklarımızı kabarttık.
Harput türküleri kadar, Kırgız türkülerini dinlerken o içli havayı bir daha teneffüs ettik. Velhasılı sesimiz kadar sözümüz de aynı kaderin havuzunda yıkanmış! ..
EDEBİYAT DERGİLERİMİZ! ..
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları, sadece şairlerin şiirlerini seslendirdiği bir toplantı değil! Bir büyük edebi sofradır. Şüphesiz ki, Türkiye’mizin her biri ‘—fikir namusunun ve haysiyetinin korunduğu’ dağlar gibi metin ocaklarımızdır. Dil bayrağımızı dalgalandıran her biri bu milletin gönül çilehaneleridir.
Uluslararası Hazar Şiir Akşamlarının gönül çerağını yakan misafirleri, dergilerimizdir. Onlar için, ‘—Yunus çilehaneleri’ deriz. Her dönemin şüphesiz, Molla Kasımları çıktığı gibi, milletin gönlünde kendilerine serin bir yer bulan, ‘—dil erbabı’ kamusun asıl görünmez kahramanları olarak anılırlar. Anadolu’da yayın hayatlarını büyük zorluklar ve sıkıntılarla devam ettiren dergilerimizin genelde karşılaştıkları problemler ortaktır.
Hazar’a katılan, “-Türk Edebiyatı Dergisi, Kardeş Kalemler Dergisi, Erciyes Dergisi, Bizim Külliye Dergisi, Ada Dergisi, Çemen Dergisi, Mavi Dergisi, Berceste Dergisi, Yüzakı Dergisi, Akpınar Dergisi, Yeniden Diriliş Dergisi, Cümle Dergisi, Bizim Ece Dergisi, Alkış Dergisi, Şehir Dergisi, Yeni Ses Dergisi” gibi dergilerimiz yayın ve yöneticileri ile bir daha baş başa konuşma ve dertleşme fırsatını buldular.
HAZAR’IN GÜLDESTESİ!
Bugüne kadar gerçekleştirilen Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarının kalıcılığını sağlayan şüphesiz ki, ‘—güldesteler’ olmuştur. Şimdiye kadar, Hazar’a gelen takriben 300’ün üzerinde şair, sanatçı, edip ve bilim adamlarımızın katılımları, ‘—yazılı birer belge’ olarak güldestede yer alan şiirleridir, sohbetleridir. Ve o yıl içerisinde, ‘—basınımızda’ yer alan haberlerdir.
Bu kadar verimli ve yüklü edebi kaynaklara rağmen, Uluslar arası Hazar şiir Akşamları ile ilgili bir akademik çalışmanın olmayışı ise bizlerin keyfini kaçıran bir farklı anekdottur.
MUTFAĞINDA OLMAK! ..
Bu yıl 15. Yapılan Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları ve yine bu yıl 4. Yapılan Türk Dünyası Hizmet Ödülleri Töreninin geçmiş yıllara oranla daha fazla katılımlı, daha coşkulu geçmesi özellikle sanat dünyası tarafından büyük bir memnuniyetle karşılanmıştır.
Elâzığ’ın farkını ortaya koyan bir edebi faaliyet! .. Bu organizasyonu her yıl daha zirvelere taşınmasının ana sebebi, ‘—paylaşma kültürü’ ve şehirdeki bütün kurum ve kuruluşların bu edebi faaliyeti sahiplenmeleridir.
Elazığ Valisi Muammer Muşmal’ın gayret ve arzuları, bizi kültürümüzde şehremini olarak da kabul gören Belediye Başkanımız Süleyman Selmanoğlu’nun temiz yürekleri ile duruşları, F.Ü. Rektörü ve akademik heyetinin her türü bilimsel katkıları esirgememeleri ve başta Ticaret Odamız olmak üzere iş dünyamızın o âlicenap katkıları, benimde zevkle içerisinde olduğum Elazığ Basınının habercilikte yaptıkları samimi çabalar!
Bu faaliyetin tabiatıyla, Ankara ayağı var, İstanbul ayağı var. Elâzığ’da isimsiz kahramanları var. O isimler, o kurumlar şüphesiz ki sanat ve edebiyat dünyamızın hafızalarında ı kadar canlı ve diri ki, onları da burada saygıyla selamlamak isterim. Bu tarihi, edebi meşale Türklük Dünyasında ilanihaye yanacaktır, İnşallah!
Kayıt Tarihi : 29.10.2007 20:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!