Vakit tamam olup da ölenin verilince selası,
Hak edene ulaşır kurtuluşu, kimine de belası.
Musallada olur ayrımsız hepsinde bir saltanat,
“Nasıl bilirsiniz”? “iyi biliriz” der tüm cemaat.
Bilmem ne kadarlık bir ömürde varsa salkım
İşe yarar mı kimbilir, imamın verdiği talkım.
Heyhat! bir başına yeni evinde yalnız bırakıp,
Dönerlerken yakınlar her şeyden bihaber artık.
Ne gibi fırtınalar olduğunu kim bilebilir orada
Kabul edilir ancak hazırlık var mıdır burada?
Ah ile vah ile geçen zaman yapılanlara uymaz
Okunur söylenir tören, ölen duyar veya duymaz.
Sanki sevincin telaşıdır sanki beklenen bayram
Dolup boşalır tepsiler, yenen pideler içilen ayran.
Kuzum nedir kaçar gibi, acilen neyi kutluyorsun?
Yıkılman gerekir ancak görülen mutlu oluyorsun.
Öldü gitti, hayır dediğin bir içecekle bir pide
O kadar kolay mı iyilik dediğin bunlar nafile…
Yapmamışsa o giden kendisi için iyi bir şeyler,
Senin faydan yok o zaman boşuna böyle şeyler.
Kara gözlükler takıp gelmek gizli mana mı?
Gözlerin söylediği bilinmesin gibi beyan mı?
Nerelerden kopup gelmiş nasıl oluşmuş bu sektör
Verilen fetvaya sahip hangi başkan hangi rektör?
Yaşarken kolay iş, doldur da çirkefle koynunu
Ardınca lokmalar dağıtıp, kurtarsınlar boynunu…
İnanılıyorsa eğer bilinsin ki bu, Allah’a karşıdır
Ölüm, kişinin kendi işiyle hesap yerine varışıdır.
Ne ise işlem yaşarken yapılandır, dünyadır tarla
Bilinsin ki kimseden kimseye yok orada fayda…
Kayıt Tarihi : 22.10.2008 02:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (4)