dokunabildiğince metal döşemelerle kaplı dört teker üzerinde dönen sıcak bir tabutun cehenneme yakın köşesinde yeşilin ve yağmurun ayakta seviştiği cenabet bir şehri gözlerim kapalı terk ettiğimde emekleyerek yürürken veya sürünürken aynaya bakan kör bir yılan gibi kendi gölgemin üzerinde süründüm memleketini terk eden bir rüzgarın estiği yöne doğru tükürdüm üstüm başım anlamsız bir terk edişin burukluğunda ıslandı kalbim denize her taş attığında yüzmeyi yeni öğrenen bir balığın yosunlu gözlerinde beliren tuzlu bakışları yıldızlara kaydı gözlerim şaşkın bir ahtapotun kolları arasında boğuldu
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta