Kaç cemre düşürdüm,
Havaya, suya, toprağa...
Her seferinde sürüldüm,
Ayaklarına...
Zemheride üşürken ellerim,
Ellerin diye üşürken ellerim,
Kaç ele değdi bilmem ellerin.
İnadına...
Havaya, suya, toprağa...
Çok cemre düşürdüm kainata,
Bir ben düşmedim aklına.
Bir ben düşmedim gözlerinin yaşına,
Her damlasında hayat bulurken Ademoğlu,
Hızır İlyas'la buluştu,
Yusuf çıktı kuyudan,
Bir ben çıkamadım,
Galiba...
Kaç cemre düşürdüm sana,
Havaya, suya yada toprağa...
Türkü oldum dillerde dolandım,
Yollarında gül oldum parelendim,
Yunus gibi yandım aşk oduna,
Mecnun gibi sürüldüm diyardan diyara,
Gönül dergahına dayandım.
En sonunda...
Cemreler düşer, düşecekte...
Havaya, suya, toprağa...
Son cemre sen olsan düşsen bağrıma,
Yüreğimi ısıtsan,
Toprağımı yeşertsen,
Buzul gönlümdeki suya inat...
Suyuma düşsen.
Yar diye yananlara nispet,
Havaya düşsen... Oradan
Sessizce gir koynuma,
Usulca...
Cemrem...
Havamda, suyumda, toprağımda.
Ölürsem gelir misin mezarıma?
Ağlar mısın mezarımın başında? ....
Bir yol kenarında...
Bağıra bağıra...
Kayıt Tarihi : 10.10.2009 22:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!