Yangın müptelası gönlümün kıraçlarına düş, yeşillensin ovalarım
Umutlar sürgüne dursun katran gecelerde, iyileşsin ah yaralarım
Uykusuz gözlerime perde çek ellerinle, sona ersin artık ağlayışlarım
Tutkuları sağalım seninle birlikte, mevsimleri değiştirsin okşayışların
Hüzünlerin sıvası dökülmüş odalarında dilimizde eski bir şarkıdır yalnızlık. Nice bayramlarda içine boğulduğumuz, nice halaylarla seyrine durduğumuz o görkemli düş aynasında ararız suretimizi. Kimi hüzünle, kimi sevinçle, kimi de umutla.
Bir külün ezgisidir, akıp giden günlerin tortusu, göğsümüzdeki köprüleri yıkıp, selleri denizlere taşıyan. Hayatın o derin sularına kimi anılar, kimi anları taşır rüzgâr, kayıp bir hırka gibi kayar gider usulca omuzlarımızdan.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman