1948 KARS/SELİM/ BÜYÜKDERE
Cemileydi adı
Cemo gelin diye çağrılıyordu
Bol çocuklu bir evin içerlek odasında
Genç yaşında iki büklüm olmuş bir kadın
Dalgın dalgın yığılmış çamaşırları katlıyordu
Sefil yalnızlığı/kadınlığı/nın ezikliği içinde
Geçmişini düşünüyordu
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çok duygulu ,gerçek yaşam ile hayalde yaşamak çok farklı yinede dünyada insanlar kadar sevgiye aş bir toplum yok kutlarım Orhan bey nicelerine
Belki alışmıştı ama asla sevmemişti sevememişti
Onun yaşamı yavrularından ibaretti
Eşinden aldığı tensel acılarını
Çocuklarında ki ruhsal sevgiyle unutuyordu.
Radyodan türküler dinliyordu -----Orhan hocam çok harika bir şiir okudum kutluyorum saygılar sunuyorum .
Duygu yüklü
beğeniyle okudum
Geçmişten geleceğe tarihsel yanlışlarımızın şiire yansıması.Üzülerek önüne geçemediğimizi ifade etmek zorundayız İnsanları yalnızca okulda eğitemezsiniz Karakter eğitimi ve İnsanoğlunun kendini geliştirme bilincine varamadığı sürece bu yanlışları maalesef yaşayacağız.Güzel ve anlamlı şiirinizi tebrik ediyorum sevgili Hocam sevgi ve selamlarımla.
Kişilerin yaşama umutları, hayalleri başka, gerçekler başka. Dünya düzeni insandan ve sevgiden yana değil. Değerli kalemi saygı ile kutluyorum.
Cehaletin koltuğuna bağdaş kurmanın merhametsiz göstergesini çok güzel dile getirmişziniz sayın üstadım. Duyarlı yüreğinizi kutlarım.
Çok üzülüyorum hayatın ağır yükünü çeken mutsuz kadınlar için........onları mutluluğa götürecek bir şeyler olsun..... kutluyorum anlamlı şiirinizi tüm yüreğimle ve tam puanımla..........Saniye Sarsılmaz
Kadına, çocuğa, erkeğe değer verilmeli ki insan olmanın meziyeti varlığını gösterebilsin! Yargılar ve cehalet eğitimle artık temizlensinnnn! Kutlarım üstadım, saygıyla...
Üstadım Yüreğinize sağlık.Coğrafyamızın kangrenleşmiş bir sorunudur şiirinizdeki ana tema. İzninizle 2011 de yazmış olduğum bir şiirimi yorum olarak bırakıyorum. Saygılarımla.
! Gelin Kim !
Ah baba, ben neyim?
Yanımdaki adam kim?
Niçin bütün bu giydiklerim?
Söyle baba! ! ! !
Neden zorlama gülücüklerin?
Sesin çıkmıyor.
Neden titriyor ellerin?
Yoksa ben miyim?
Söyle baba! ! ! !
Ben miyim gelin?
Keşke sorsaydın be baba?
Şimdi benden kaçırmaz,
Kızarmazdı o güzel gözlerin.
Söyle baba! ! ! !
Annemden sana yadigâr mıyım?
Ya annemden bana yadigâr kalan,
Nerede o bezden bebeklerim?
Sakın ha baba sakın! ! ! !
Onları da üzmeyin.
Antakya; 07.07.2011
cemo gelin üzsede ona yazılan dizeler enfesti, kutlarım ustam
Bu şiir ile ilgili 63 tane yorum bulunmakta