Karanlıklı köşeler olmuş mekânın
Hep tersine dönmüş akan zamanın
Hiç varamadan tadına onca insanın
Bir köşeye atılmış sokak çocuğu.
Elbet bilmez kimseler eski halini
Horonlar tepti Karadeniz, kolbastı
Haramzade ise pusu kurup yol kesti
Su akıtırmış çatladıysa bir testi
Neden ses vermezsiniz kemençe gibi
O yurdun insanısın, çok sıcakkanlı
Bu gün bir başka vurdu, yitirdim heceleri
Filmler kesilmiş sanki “Karartma Geceleri”
Gel bak dardayım şimdi, ıssız, ışıksız kaldım.
-Gel! Ne olur vefasız, karartma geceleri
-Sensizde yaşatırsın en büyük acıları
Gel gönül, çektiğim hırçın denizlerden sor
Dayan diyor bana, dayanmak kolay gibi
Hüzünde yüreğim, ne mavide ne de mor
Dayan diyor bana, dayanmak kolay gibi
-Oysa yürek mahkûm, idamlık olay gibi
Kimi duymaz, az uzunu,
Kimi almaz, bal özünü,
Kimi tutmaz, çok sözünü,
Ha yazık de, ha da kazık.
Kula duy der, mesel söyler,
Bahar gelip, kış ardında
Dilimdeki söz gelincik
Türkülerin öz yurdunda
Elimdeki saz gelincik
-Gelinciğim, kızıl gülüm
Hüznün Rengi Mavi
Fıkra idi bize Karadeniz, değil mi?
O şen şakrak güldüğümüz sohbetlerde.
Denizleri de hep sevdik yanılmıyorsam,
Mutluluğun rengi, mavidir diye.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!