Bir ilkbahar mevsiminde, nisan ayında,
Depremler yaşadığında, gönül sarayında,
Evlenip muradına erdiğinde balayında,
Beni düşün, beni hatırla.
Göz yaşlarımdan yosun tuttuğunda taşlar,
Ben eskiden, eskiden,
Su içerken testiden.
Bir kız vardı,
Taşrada yaşayan.
Bilmezsiniz.
İsmi de lazım değil hani.
Onlar, üç kahraman Polis’tiler,
Erdal, Nedim ve Mehmet’tiler.
Düğüne gider gibi kurşuna gittiler
Sonra, Ay Yıldız’ın gölgesine düştüler.
O gün;
Yolumu gözleyen yollar,
Hasreti bitiren yollar,
Aşkı kesiştiren yollar,
Nazlı yare selam yollar.
Zirvede pınarın gözü,
Bir vatan ki, Orta Asya’dan akın ettiler,
Bir vatan ki, yüz binlerce haçlı sefer ettiler.
Karadeniz, Akdeniz,
Marmara iç deniz,
Hazar, sanki doğuda deniz,
Karanlık gecelerin mehtabı değilsin.
Revnaklı bahçelerin gülü hiç değilsin.
Eşine ender rastlanan bir dost olduğunu sanırsın ama
Dostluğunun arkasında saklarsın karanlık yüzünü.
İkna edersin yine de bizleri binbir desiseyle.
Keder ve elem senin adın.
Alev dudaklarında yanarken,
Şu’le-i lebine naçar oldum.
Rüzgâr saçlarında eserken,
Berh-i zülfüne duçar oldum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!