Ben de bilirim bir yaradan var
Ama sabahlara dek kafa sallayıp ağlayamam
Varsa bir cezası çekeriz zamanı gelince
Ama şu üç günlük ömrümde gezemem deli divane
Anladım ki yerim yok sofular tekkesinde
Tadı tuzu kalmadı yaşamın
Viran kahvelerde
Bulaşık suyundan demlenmiş koyu çayları
Büyük bir zevkle yudumlayarak geçti hayatımız
Ayların belirli günlerinde
Akreple yelkovan arasındaki bitmeyen elimsende oyunundan ibaret midir zaman?
Öyle anlar gelir ki insana dedirtmez aman...
Sevinçler de su gibidir,adeta bir kalıp sabun gibi erir
Ölümler de bitmeyen kabir çilesidir.
Çektirir derdini
Senden benden bizden bahsediyordu sokaklar
Ağlıyordu arkamızdan gök yüzü
Fısıldaşıyordu rüzgarlar
Ve üzüntüden can veriyordu yere şiddetle çarpan damlalar
Güneş küsmüştü dünyaya
Bu aralar bir garibim
Olmayan yarimi düşlemez oldum
Galiba kimliğimi kaybettim
Bulan bir zahmet 313 nolu sokağın muhtarına getirsin
Bu aralar çok sefilim
Kitaplardan çalınmış fikirlerle temellendirdiğim
İnsanlığın baskısıyla hiç edilmiş düşüncelerle süslediğim
Kendi şehrimde
Kendimle
Gezinmekteyim
Daha dünyayı ziyaret etmemiş iklimler yaşanıyor,
nefes almakla cezalandırlılmış şükretmeye muhtaç aciz bedenimde.
Hiç yaşanmamış anılar canlanıyor.
Doğmamış aktörler rol alıyor,
Sırça saraydan misafirhane gözlerimde.
Belirsiz bir din
Doğmadan katledilmiş
Daha bir avuçken
Acımasızca hiç edilmiş
Talihsiz bir medeniyet
Yanımda yorulduğumda uzandığım
Sonra arınıp uyandığım yaşamdan belli bir süre de olsa sayesinde ayrıldığım
Yatağım, genelde gece vardiyasına kaldığım dünyevi mezarım
Elimin altında
Kendi rızamla bağlandığım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!