Hiç bir rüzgar değil, aslnda!
İçimdeki bir ses getirdi beni buraya,
Ortalık zifirikaranlık, ay ışığı firarda.
Tıpkı düşüncelerim gibi...
Deniz durgun, belkide biraz yorgun
En kara deniz yalnızlıklarını yaşıyorum bu gece!
Kulağımda ağaçların en kızgın uğultuları.
Kaybolan ufuk çizgisinin haykırışı hala kulaklarımda.
Kamçılanan sandalların yerlerinde durmak,
İştemeyişleri ayrı bir kaygı içimde...
Kayıp bir gemiydi
Limandan bindiğim
Hiçte sevmezdim denizi,
Hemde fena tutardı, dalgalı iklimlerde
Bilerek yanıma almadım
Son sabah yastıkta başının bıraktığı boşluğu
Aşkını şefkat masalı sandığım,
Bundan sonra gelmem ben sana,
Tüm tartılar da tartdım kendimi,
Senin için, azrail pusu kursa bile,
Ben gelmem, ancak ölüm haberim gelir sana...
Rüzgar arkadan vuruyor hoyratca!
Deniz dalgalı, lodos çıktı çıkacak
İliklerime kadar ıslağım aşkından!
Gel salma gözlerini
Burada fırtına ekmek arası...
Papatya fallarına aldırmadan,
Dönüyorum sırtımı.
Emeği var yok, seviyor sevmiyor demeden;
Belki de hiç kimselere haber vermeden,
Gidiyorum İstanbul'dan...
Ben sadeyim, sadelikler içerisinde!
Ben umudum, umutlar içerisinde!
Gel gör ki sen yoksan,
Hiç birşeyim, hiçler içerisinde...!
Gönül bağım! can tanem!
Sevdim seni inanamıyacağın kadar
Saf inciden yapılmş ay ışığı.
Salına salına geçerken önümden
Dokunamayışım ayrı bir sıkıntı
Petrol mavisi bulutlar kapladığında gökyüzünü
Sensiz berduşluğum ayrı bir sıkıntı...
Kimselere laf düşmesin diye,
Bilerek elimi, kolumu bağladım.
İsteyerek hep sustum!
Gerektiğinde yüreğime ateşi,
Yüzümü karlı dağlara sürdüm...
Gönlüm ikrar vermez kimseye,
Yaşama sebebim belli olmasın diye
Günler saliselerden hızlı,
Mevsimler aylar ardı sıra
Kement attım akrebe, yelkovana
Bu anlamsız zamanı durdursun diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!