Bugün memleket sevdasına düşen her vatansever bilir ki;
zamanın başlangıcıyla eş değerdir vatan ve memleket sevdası.
Öyle aman aman duygu titreşimlerine gerek yoktur,
azıcık adam olanlar bilir, minicik bir göz yaşıdır vatan
ve hüzün duyabilmektir memleket.
Kelebeğin kısa ömründen, bir çınarın asırlığına uzanan yolda,
Uygun adımlarla yürürüz, sessiz ve derinden..
Ne geride kalan umutlarımıza yanarız,
Ne geleceğe olan inancımıza.
Biz yola çıktığımızda, geç olmayacaktır
Tam zamanında kuracağız cümlelerimizi,
Zamanında koyacağız virgüllerimizi,
Sert bakışlı adamlardı, kızgın arzuları yakardı ellerini.
Masumdular, hiç anlaşılamadılar ve eksik gittiler
Ne esir edilebildiler, ne uşak, ne de adamı oldular
Satılmış fikirlerin…
Devrim savaşçılarıydılar, gözlerinde sert bakışlar
Yüreklerinde kardeşlik sevdaları vardı, insan gibi
Nasıl özler bir tohum toprağı
Onun kadar narin düştün
Elin kolun bacağın kaldı
Çamurlu bir derenin kıyısında
Sana olan borcumuz
Ödenir mi a canım
Konuşma sus dediler. Sus ki aydınlığa giden yol
Uzak ara kalsın.
Bilinmesin doğrular,eğrilerde hükümdardılar.
Ne sabahın şafağında yürüdüler.
Ne gecenin sessiz muhabbetlerini dinlediler.
Es geçerlerken geçmişi geleceği
Önce sokak lambaları sönecek.
Sonra asvalt çizgileri silinecek
Bir tren çıkacak raydan
Ay, ışığından kaçar oldu, yıldızlar kara delik,
Pus sardı her yanı, ihanet geceden ağır…
Bir memleket kayıyor, avuçlarımızdan
Biz böyle bir ihaneti, daha önce hiç görmedik! .
Ellerimizi verelim, gözlerimizi sonra,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!