-Mehmet Müfit'e
Gün soldu, eteklerinde kızıl pırıltılarla damlarken su
Gecenin yenik bahçesinde dolaştım, sarı bir yağmurdu
Bitip tükenmeyen kayalıkların ortasında mahsur
İstanbul bana hep seni hatırlatıyor.
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Devamını Oku
Çünkü onun gözleri de en az seninki kadar yeşil.
Hala, gülümseyen bir lale gibi
bana sürgününü gönderiyorsun
dört yanı çevrili bir kale gibi
Şairlerin havas tabakası belki anlar manasını,
Avam lara hitap etmiyor.
İmgeler bol,karışık,bize göre
anlama giden yol.
oyunlar içinde oyun.acı ve gerçek. her vait yok olmakta genç bir yürek. baba oğula, kardeş kardeşe yapılan zulum. unutulmayacak acılar var hep bizim bir tarafımızda.
Bu tarz bana yabancı gelmedi. Yabancı dilden çok uzun bir cümleyi çevireceğim zaman, o cümlenin Türkçe'de en iyi nasıl söyleneceğine hemen kavrar veremiyorsam onu parçalarına bölüp önce şööle bi alt alta yazarım.
Bazen hoş şeyler çıkar.
Veya, yanılıyorsam eğer, Modern Aruz dediğim tür işte bu.
Gün soldu, eteklerinde kızıl pırıltılarla damlarken su
Bir at kişnemesi, yağız gül kokusu
Vardığımda yoktu bütün kapılar.
Ben yitik zamanın altında kaldım
Silindi kapılar ben dışarda kaldım
Bu soğuk, bu kimsesiz karanlıkta
Yalnızım, ellerimden başka yok fenerim.
güzel sonlama olmuş
kutlarım şiirin şairini
saygılar
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta