-Mehmet Müfit'e
Gün soldu, eteklerinde kızıl pırıltılarla damlarken su
Gecenin yenik bahçesinde dolaştım, sarı bir yağmurdu
Bitip tükenmeyen kayalıkların ortasında mahsur
Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini
Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Devamını Oku
Tuttum, ta içime oturttum seni
Aldım, okşadım saçlarını, öptüm
İçtim yudum yudum güzelliğini
Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette
Zihni karanlıkla örtünmüş insan benzerileri de yorum yapabilir bazen
At kişnemesi daha şiirseldir bazen.
Zihni karanlıkla örtünmüş insan benzerileri de yorum yapabilir bazen
Ha aklıma gelmişken, Besame Mucho'yu es geçtiniz. İkisi de yetmişli yılların en popüler şarkısıydı. Şimdi hayatta olmayan Dalida söylerdi.
Demekki Vahdettin ve Mustafa Kemal bu şarkıları dinlediler:)))
Yani Vahdettin,Atatürk'e: ' ben duymadım, bilmiyorum' mu dedi? 'Beni bu işlere karıştırma, bildiğin gibi hareket et' dedi. Öyle mi? Bu laflara çocuklar bile güler. Koskoca padişah, böylece işin içinden sıyrılacak. Öyle mi? Çok komik...:)))
Portofino: İtalya'nın küçük bir kasabası, Orada yaşanır aşkların en güzeli. 'Ben sevgilimi Portofina'da buldum..
Çok ilginç, siz öyle mi yorumladınız?
Ben buna danışıklı dövüş, karşılıklı fedakârlık derdim oysa.
Her neyse, sorunuza da cevap vereyim:
Dışarıdaki fırtınayı görmemek için perdelerini sımsıkı kapatıp güneş banyosu hayalleri kuranlar yüzünden. Tam bu sırada da kulaklıklarından gelen dalga seslerine I fall my love in Portofino eşlik etmektedir...
Sevgili Selçuk,
Son yorumunuzu Acaba yanlış mı anladım diye en aşağı beş-alı defa okudum. Yanlış anlamadıysam ki, anladıysam lütfen beni ikaz ediniz. Siz Atatürk'ü iftirayla suçluyorsunuz. Yani Sayın Mustafa Kemal, ülkeyi yabancı işgalcilerden kurtarmak için, kimseye iftira veya suç istinadında bulunmamıştır. Ülkenin zaten ne zor günler yaşadığı aşikardı. Bunu görmemek için, kör olmak lazım. Yani siz şimdi diyorsunuz ki: 'ülkeyi kurtarmak için; vahdettin'e iftira ederse, anlayışla karşılarım' Saçma bir şey. Üniversite bitirmiş, yabancı dil bilen ve iyi bir şair olan bir arkadaşıma bu tür anlayışı, yakıştıramadım.
Sizi, iyi bir şair ve modern, kültürlü bir arkadaş olarak kendime iyi bir örnek aldığım için, utanmaya başladım.
Mustafa Kemal: kayıtşız, şartsız, ülkemiz için ve din istismarlarını bertaraf etmek için çalışmıştır.
Bugün ülke, yıkılmanın eşiğine gelmiştir. Neden?...
karanliga ve zulme sokamicam kendimi aksam aksam:)))
icinden yalniz// Bir At kisnemesi ve yagiz Gul kokusu// nu alip cikiyorum....deruni sulari ve aynalari arkadan gelenlere birakiyorum :)))
şiir den ziyade bir makale gibi
Bir ek:
Şimdi başka işlerim var. Lütfedip cevaplarsanız daha sonra okuyacağım. Fakat:
Bilimsel bilgi en iyi bildiğini düşündüğün şeyden şüphe etmekle başlar!
Tarihi olayların görünen yüzleriyle görünmeyen yüzleri vardır. Mustafa Kemal, Anadolu'da yeni bir yönetim kurmaya çalışıyordu. O halkı padişahın İngilizler yanında göstermeye, hain ilan etmeye kalkışırsa bunu anlayışla karşılarım. Ben de bilirim ki halk candan padişaha bağlı kaldığı sürece yeni yönetimin ayakta kalma şansı yoktur. Ama aydın insanlar perde arkasındaki bu basit gerçeği idrak edemiyorlarsa sessizliği bozma zamanıdır. Verdiğim rahatsızlık için özür diler, cevabınızı yukarıdaki düstur doğrultusunda bütün iyi niyetimle okuyacağımı tekrar ifade etmek isterim.
Şimdi burada dipsiz bir tartışma başlatmak istemiyorum. Hiçbir nihayeti olmayan tartışmalardan gına geldi de...
Osman Bey, sabahtan beri Şehzade Cem olayı ile Sultan Vahdettin'in aynı paragrafta ne aradığını anlamaya çalışıyorum. Başka bir şehzade vardı da Vahdettin onu mu astırdı kestirdi araştırmaktan canım çıktı. Ama şiirdeki de açıkça Fatih Sultan Mehmet Han oğlu Şehzade Cem.
Vahdettin acısını da tam anlayamadım, o konuda da bir bilgi talebim var. Hangi görüşten olurlarsa olsunlar herkesin hemfikir olduğu şey aday listesinde yanında 'Dikkat, cumhuriyet yanlısıdır' ibaresi bulunduğu halde ısrarla Mustafa Kemal Atatürk'ü seçen ve görevlendiren kişinin Vahdettin olduğudur. Yani o imza olmasaydı kimsa Samsun'a çıkıştan falan bahsedemezdi.
Saray bahçesinde oyun oynayan çocukların heykelcik yapıp ezerken Atatürk'e hakaret ettiğini duyduğunda onları 'O şu an bu milletin ümidini bağladığı kişidir' diyerek uyaran kişinin Vahdettin, Vahdettin'in ölümü yemek masasında kendisine haber verildiğinde 'Memleket büyük bir evladını kaybetti' diyenin Mustafa Kemal olduğu da tartışmalar dışı sabit olduğuna göre...
Vahdettin oraya nasıl damladı merak ettim.
Cehaletimizi giderir misiniz lütfen.
İhaneti yüzyıllar öncesini de mi etkiledi yoksa?
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta