Havlıyorken köpekler uzakta
Bırakıyorum göz yaşlarımı. yüz yıllık
bir şehir yıkılıyor. Ansızın...
bir ses oluyor soluğun. Bir korku
olduğunu anlıyorum sevdanın.
Büyüsel gücünde saklı bir müziğin,
Sonsuzluğa açılan bir kapı oluyor yüzün.
Dermanım yok yeni bir kapı,
Yeni bir yolculuk için. Kıyısız
Bir deniz, biliyorum, benim daldığım...
Bir deniz, İstanbuldur adı.
Yeni bir düşle başlıyor serüvenimiz
Ağzımızda soğuk sabah dumanları
Aklımızda inadına güzel günler
Hiç duymadığımız türküler vardır
Hiç gitmediğimiz diyarlarda söylenen
Neden yanık türküler söyletir
Dengeliydim güzelliğe büyüyordun
Çirkin ne varsa kapılar ardındadır
Karanlık salyalı karanlık tasmasıyladır
Daha çok şey kapalı kapılar ardındadır
Birazını biliyorum birazını bilmiyorum
Bildiklerim nereden başlasam bilmiyorum
Aşkı çiğden bir bir damıtmıştım
Sen demiştinki basit derinde
Bense bütün gün sayıklamıştım
Düşsel bir gülün kesitlerinde
Gitti... Uzağın uzağına... Kan terledim
Düştüğüm
kimse bilmiyor bunu
sen derin bir kuyusun
Kimse bilmiyor
sen çıkınca odadan
Ey efsanem! Ağıtımı hazırladın mı?
Can yonganın çığlığı, can kafesinden
Eflatun bir kefen ısmarladın mı?
Bir yer altı suyu gibiyim, sıkışmış...
Ya da bir tipi... Savrulan hiçliğe...
Bir derinliği ölçüyorum, ne kadar az
Geçmişim tehlikede
Kendiliğinden yanıyor
Bütün fotoğraflarım
Nedenini anlamak zor
Yitiyor anılarım
ÇANAKKALE TÜRKÜSÜ
Lal olmuş bütün diller seyrediyor vahşeti
Analar bir, hicranla anıyor vaziyeti.
Yalçın duruşları, dağlar,
Çakılmış yılmaz umutlarına adamların.
Harman gibi dağıtılmış zorluklar
Belalar, pusuda basılmış,
Prangalar parçalanmış
Defterler dürülmüş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!