celladın istavrozu öğretti sana
yaranın üstünde yürüyeceksin
gözbebeklerinde bezgin kırmızı olsada
kanını kanla yıkayıp
kurşini gözlerinle direneceksin
çıplak ayaklarınla
diken misali mayınlara gireceksin
şafaklarında barut kokacak
gün gelecek
ölüme duran yaşamlar yitecek kaldırımlarında
umuda gölgeler düşecek
yarının yok yarınların üşüyecek damlarında
soracaksın
hiç gündüz olmayacakmı?
hüzün gecelerimi?
haçlı seferlerimi?
gümüşi atlarıyla şovalyeler
baskın verdiler topraklarına
çiçeklerini çiğnediler
su vermediler tarlalarına
ulaşabilseler söküp alırlardı yıldızlarını
haç dikip göğünün tepesine
güneşini çaldılar
ötelere attılar binlerce öksüzün hayallerini
alıp sahipsizliğini bilendin
sen celladın istavrozundan öğrendin
çatlak ellerle direnmeyi
aynı çatlak ellerle okşamayı sevmeyi
yalvarmayı kaldırıp gökyüzüne
yüreğindeki sızının üstüne duracaksın
ağlamayı bırak
ne ben ne başkası varamaz yanına
medeni insanların medeniyetsizliği
ve öğren aldırış etmezliği
silahın yoksa
aynı çatlak ellerle savaşacaksın
Kayıt Tarihi : 3.8.2006 20:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
baskın verdiler topraklarına
çiçeklerini çiğnediler
su vermediler tarlalarına
ulaşabilseler söküp alırlardı yıldızlarını
haç dikip göğünün tepesine
güneşini çaldılar
***************************
Zeytin ağaçlarını, palmiyelerini söktüler
Lanetlenmiş kavmin lanet adamları
Aldırma
Çatlasın ellerin,nasırlaşsın
yeter ki yüreğin
duyguların
imanın nasırlaşmasın...
Doğum zamanı yakındır.
Bil ki
doğuma az kala acı büyür de büyür
ve sabaha en yakın zamandadır
amansız karanlıklar
Sevgi ve saygılarımla
TÜM YORUMLAR (1)