Ses çıkartmadan özlemek, ses çıkartmadan beklemek,
“Dönecek mi acaba bir gün”, diye sormak kendine.
Nedir bu yorucu suskunluk,çaresiz bir durgunluk mu?
Yoksa ümitsiz bir bekleyiş mi?
Kim bilir belki aklının ucundan bile geçmiyorumdur,
Yeni biriyle tanıştığında, belki bir şeyler beni çağrıştırır sana.
Belki saklı arzularım, dudaklarım gelir aklına.
“O beni çok sevdi” diye geçirebilirsin içinden,
“Ya ben,ben onu niye terk ettim,bunu hak edecek ne yaptı”
diye sorabilirsin kendine.
İçin sızlayarak....
Ya da “üstünde durmaya pek gerek yok,
Geçiştirilmiş kısa bir maceraydı” da diyebilirsin
Farkında mısın, bilmem.
Birbirimize baktığımızda, “olmaz, olmuyor”
Türünden kelimelere kandırıyoruz kendimizi.
Birbirimizin ruhlarını okuyoruz aslında.
Bu nasıl çelişki?
Felsefeyi altüst etmeye bile yeterli.
Sevildim mi sezemedim, bilemedim.
Bir kapı daima soğuk ve kapalı.
Bırak kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün.
Gel artık, gel ağlıyorum, tut ellerimi...
29.03.2002/23,50
Firuze
Kayıt Tarihi : 5.3.2008 16:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!