Biri düğün yapar oynar,
Biri ölür suyu kaynar,
Biri güler biri yanar,
Ne sahnesin yalan Dünya…
Biri ekmek diye ağlar,
Biri altın kemer bağlar,
Biri titrer biri çağlar,
Ne sahnesin yalan Dünya…
Biri yatar dört duvarda,
Bir gezer pavyon barda,
Biri sazda biri darda,
Ne sahnesin yalan Dünya…
Biri güzel ile dansta,
Biri yalnız yatar hasta,
Biri uçar biri yasta,
Ne sahnesin yalan Dünya…
Biri gençtir koşar durur,
Biri yaşlı zar – zor yürür,
Biri büyür biri kurur,
Ne sahnesin yalan Dünya…
Biri fidan diker bakar,
Biri ateş atar yakar,
Biri yapar biri yıkar,
Ne sahnesin yalan Dünya…
Biri döker alın teri,
Biri çalar vermez geri,
Biri şişman biri deri,
Ne sahnesin yalan Dünya…
Biri miras alır coşar,
Biri borçlu doğar şaşar,
Biri düşer biri yaşar,
Ne sahnesin yalan Dünya…
Biri bilmez banka faiz,
Biri der ki her yol caiz,
Biri domuz biri cılız,
Ne sahnesin yalan Dünya…
Kimi Mahmut gibi garip,
Kimi imam, haham, rahip,
Kimi dertli kimi kâtip,
Ne sahnesin yalan Dünya…
Kayıt Tarihi : 2.8.2006 23:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Akşam yemeğini yemiş, tek katlı barakanın dış kapısı önünde, karanlıkta tek başıma oturmuştum... Trafik kazasında, o gün ölen on iki kişiyi düşünüyordum... İnsan hayatı bu kadar ucuz olamazdı... Bu ülkenin insanları bu kadar kolay ölmemeli, diyordum kendi kendime... Küçük bir ilçedeydim. Öğretmendim. Yabancıydım... Ölenler insandı... İçim yanıyordu... Bir ses duydum... Gecenin karanlığında ses çoğaldı... Çalgı çalınıyordu... Yüksek sesle türkü söyleyip, oynuyorlardı... Çok üzüldüm... Ölenler onlarla aynı ilçede doğup büyümüşlerdi... Düğün, nişan ne ise başka bir gün yapamazlar mıydı? İnsanların duyarsızlığına kızdım... Kağıdı kalemi aldım... Yazmaya başladım... Kağıdı, kalemi bıraktığımda, ÇELİŞKİLER DESTANI bana bakıyordu... Ben, hala çelişkinin acısını yaşıyordum... Ol hikayesi budur, destanın...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!