Taramış yar saçını,geçmiş sevdanın aynası karşısına,
Mırıldanıyordu sevda türküsünü,dertli dertli yalnız başına,
Çekmişti sevda sürmesini,zeytinimsi kara gözlerine,
Takmıştı sevdanın sabır çiçeklerini,aşkın örüklü saçına.
Seyreyledim onu gizlice,yüreğimin derinliğinden ahlar çekerek,
Binmek istedim sevdanın atına,hem de dolu dizgin dört nala giderek,
Dünya nimetlerinin tamamı bir yana,senin sevdan bir yana,
Uzun bir ömür sürdüm,yüce Allahtan daim seni dileyerek.
Tüm yatırları dolaştım bir bir, seni ve sevdanı talep ettim sadece,
Bilemiyorum nasıl olacak bu sevdanın aşkındaki netice,
Yüreğimden bir ses diyorki bana,bitir bu sevdayı bir iki cümleyle,
Bir ses de diyorki bana,çıkarma aklından ne gündüz ne de gece,
Hasret kaldı,sevdana meftun olan gözlerim,şirin uykuya,
Suretini görmek için bakıyorum ilk tanıştığımız pınarın suyuna,
İsyan ediyordum,teslim bayrağını kaldırmıştım seni tanımadan önce,
Senin için beslediğim duygularımı attım senden habersiz kör bir kuyuya.
Helal süt ile emzirilmiş yarimden düzine çocugum olsun istiyorum,
Bahçesi geniş,çok odali bir ev,ve senin sultanlığını arzuluyorum,
Kabul olur mu olmaz mı bunu da hiç mi hiç bilmiyorum,
Sana olan muhabbetimle acaip mutlu oluyorum.Ve bu dileklerle yaşıyorum.
Her çocuğumuz ülkemizin bir köşesinde,bu cennetimsi vatan için hizmet etsin!
Sevenlerimiz sadece Allah rızası için bize daima gelsin gitsin!
Hiçbir sıkıntı,hiçbir meşakket yıldıramazdı beni inanki o zaman,
İnsanlığın içinde bulunduğu hüsranın, sona erdiğini yeter ki bu gözler görsün.
05/06/2005
Kayıt Tarihi : 3.2.2012 13:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!