Bir çekmece, bir zarf ve herkesten gizlenmiş kelimeler... Gizlenmesi gereken cümleler, sır olması gereken satırlar...
"Ben sana gelemem" deyişin geldi aklıma, hiç gelmemişken hiç gelmediğin birinden hiç gidemeyeceğin bir yere gitmek isteyişin; gidemeyişin, kalamayışın... Damla damla, satır satır içime işleyişin!
Sonra, bakamayışlarım geldi aklıma, gözümün önüne... İçimde binlerce yıllık bir arayışın isyanı, dilimde söyleyemediğim serzenişler ve istemsizce titreyen ellerim... Sanki hava buzmuş da sıcaklığına muhtaçmışım gibi titreyişlerim... Hava buzdu aslında, ben sana muhtaçtım! Isınmaya başladı artık, baharın eli kulağında ama ben sana hala muhtacım; muhtaç olduğun kadar bana...
Elimi ilk tutuşun, başını omzuma ilk yaslayışın, hiddetle ve biraz da mahcup arkanı dönüp koşar adım yürümen; ilk öpüşmemizin ardından! Aklıma ne çok şey geldi, aklımdan hiç çıkmayan ne kadar çok şey!
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta