Çekmecedeki Sırlar Şiiri - Çizgili Mavi

Çizgili Mavi
216

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Çekmecedeki Sırlar

Bir çekmece, bir zarf ve herkesten gizlenmiş kelimeler... Gizlenmesi gereken cümleler, sır olması gereken satırlar...
"Ben sana gelemem" deyişin geldi aklıma, hiç gelmemişken hiç gelmediğin birinden hiç gidemeyeceğin bir yere gitmek isteyişin; gidemeyişin, kalamayışın... Damla damla, satır satır içime işleyişin!

Sonra, bakamayışlarım geldi aklıma, gözümün önüne... İçimde binlerce yıllık bir arayışın isyanı, dilimde söyleyemediğim serzenişler ve istemsizce titreyen ellerim... Sanki hava buzmuş da sıcaklığına muhtaçmışım gibi titreyişlerim... Hava buzdu aslında, ben sana muhtaçtım! Isınmaya başladı artık, baharın eli kulağında ama ben sana hala muhtacım; muhtaç olduğun kadar bana...

Elimi ilk tutuşun, başını omzuma ilk yaslayışın, hiddetle ve biraz da mahcup arkanı dönüp koşar adım yürümen; ilk öpüşmemizin ardından! Aklıma ne çok şey geldi, aklımdan hiç çıkmayan ne kadar çok şey!

"Ben hiç bu kadar sevilmedim!" derken, gözlerinde beliren siluetim geldi gözümün önüne. "Sen hiç bu kadar sevilmiş olamazsın, hiç kimse bu kadar sevilmedi, ben hiç kimseyim bu kadar sevmedim çünkü! diye avazım çıktığınca susuşum... Söyleyemeyişim, içime atışım, içimdeki sana haykırışım! Bir zarf, ne kadar ne taşıyabilir içinde? Bir ömür taşıyormuş, bir sen, bir ben... ve biraz da biz! Olmayan, olamayan, olamayacak olan, olma ihtimalini başka evrenlere-başka yüzyıllara miras bırakmış biz!

Madem o kadar sırrımız var birbirimizde, bunu da bil; ben de hiç bu kadar sevilmedim! Bu kadar sevilmeyi hiç istemedim de, beceremedim de! Çok sonradan öğrenip, "Nerdesin" diyenin de suçlu olduğunu, hiç bu kadar mutlu olmadım mesela, suç ortaklığına... Kendimi bir zarf içinde görüp bu kadar sevinmedim hiç!

Biliyorum ve bunu bilmek acı da veriyor; bir sonumuz yok ama olsun! Ben senin sonsuzluğunda olmaktan mutluyum zaten, mutluluğunda olmaktan, kulağında küpe olmaktan, bileğinde saat olmaktan mutluyum.

Masamda, kimsenin bilmediği bir mum ışığının hindistan cevizi mi vanilya mı olduğunu anlamadığım kokusunda seni koklamaktan mutluyum! Cama vuran yansımana şiirler yazmaktan, yazdıklarımı bazen silmekten, bazen silememekten mutluyum. Ben seninle sensizlikteyken bile mutluyum... Ki sensizliğimde, sessizliğimde bile seninleyim. Hasılı benim cennet gözlü sevdaam; sen mutlu olduğun kadar mutluyum, sen üzgün olduğun kadar üzgün. Sen kadar sen'im aslında, ben kadar bensin, ben kadar benimsin!

Senin kelimen "pinhan" benimki "ah"... gizli, saklı, acıklı, sancılı, kederli, sırlı... ama bir o kadar güzel, bir o kadar güzel, bir o kadar güzel... gözlerin kadar! öpmeyi bir türlü beceremediğin dudakların kadar güzel, nefessiz kalışlarımız kadar, boynundaki "ben" kadar güzel...

Göğsündeki parmak izim, göğsümdeki parmak izin kadar güzel. Acı ama en az yüreğin kadar güzel. En az sen kadar güzel. Bir "olsun" kabullenişi kadar çaresiz, bir "git başımdan" itirafı kadar masum, bir "gel be adam" serzenişi kadar içten... Bir zarf, ne taşıyabilir ki içinde? Biraz sen, biraz ben ve biraz da biz! Bir ömür taşır, seni içimde taşıyacağım bir ömür kadar "bir ömür" taşır hem de...

Çizgili Mavi
Kayıt Tarihi : 31.5.2022 13:29:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Sevdaa diye bahsedilen ve kavuşma ihtimali olmayan bir kadına...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Çizgili Mavi