çekip uzattığın yerdeyim...
soluğunun kesildiği yokuşun başında,
gölgenin kaybolduğu bir öğleden sonrada...
sınırların bittiği bir kır kahvesinde...
ayak basmadığın bir diyardaki,
saklı son mayının üzerindeyim...
gel-gitlerin izinde...
ay hanım'ın peşindeyim...
yalnızların son durağı,
yüzündeki haylaz gülüşün esiriyim...
sen'le ben'in birleştiği,
ruhunun bedeninden ayrıldığı yerdeyim...
bir uçurumun kıyısında...
koparılmayı bekleyen en cesaretli çiçeğim...
sesinin çıkmadığı,
yüreğindeki çığlığın duyulmadığı,
yeryüzü cehennemindeyim...
gömdüğün bir Aşk'ın,
arsız serserisiyim...
tutamayacağın sözleri verdiğin,
o sevdalının gözlerindeyim...
bile bile yeminler bozduğun,
yasak aşkı'nın kırık öznesiyim...
yüzünün düş'üpte kırıldığı,
milyonlarca parçadan biriyim...
yıkık dökük bir cümlenin,
kayıp yüklemiyim...
yalandan yazılmış bir yazgıyı,
değiştirme hevesindeyim.
bir çocuk yüzünde geçecek bir ömrün,
endişesiyim...
saçlarındaki akların,
sözsüz yarınların,
şimdiyle başlayan kaderiyim...
uyanılmamış sabahların,
sıcacık kumsalların,
üstü örtülmemiş duaların,
bir oyun'un son perdesiyim...
elvada için erken,
merhaba için çok ama çok geç bir yerdeyim...
zaman denilen yanılsamanın içinde,
düş'lerimin peşindeyim...
Kayıt Tarihi : 10.12.2010 02:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
gece yarısı beyoğlun'ndan serseri mayın gibi bir kırmızı peri geçti...aklı arap saçı...yüreği gel-gitlerle tükenmekteydi...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!