Etnik çekimleyiciliğin tarihsel şartları ortadan kaltığından, kendisinin de otantik olarak var bulunup sürmesi olanaksızdır. Sadece kişi ve kişiler boyutuna gerilemiş bir duygu ve kuruntudur. Toplumsal yaptırım içinde işlevi bitti mi, o sosyal organ eller kurur ve işlevsizleşirler. Bir daha o halleriyle kullanılamazlar. Ancak fosil zaman olarak sizle formatlanırlar.
Çekimleşme nasıl bir olduruşlar alanı ise, bu alanın özeğinde bencillik vardır. Kişi, kendi bencilliği etrafında devinmeye başlar başlamaz, eksenleşilir. Ve olay ufkunuz eksen üzerine sarılır. Yani sarılan şey, bir yörünge, bir gidip gelme, bir gelenek görenek aktarma ve yansıtma bilinci olan karşılıklı girişen karmaşıklaşma, kompleksliktir.
Bencillik değinim noktanız geri bildirişimin bağıntı noktasıdır. Buraya sosyalleşen öznelliğimizde dahil olacaktır.
yumuşakbaşlı rüzgarların kanatlarında bir yer bul bana
suyun ışıltılı sesleri aksın bir yanımızdan,
bir yanımızı defneler sarsın...
demir kollarının yumuşaklığında uyanayım sabahları
zeytin ağacının gözlerinde büyürken bir çekirdek