şimdi zamanın kanını emen ateşli dudaklarım
bir bahar akşamı avuçlarınu yuttu vedalaşmaların
uzandım beni kusmaktan yorulmuş toprağa
kalbime soktum prangalı esirlerini aşkımın
içim burkulmuyor artık yaşadığıma
kimsesizler yurdu dediğim sokağında bir memleketin
kimsesizlik yurdu kadar engin şaşkınım varlığına
nasıl burkulsun ki içim geçmiş bir geçmiş içimden
bir içim
bir içim daha…
ne yitirdiğimiz savaşlar eski savaşların onurunu taşıyor
ne ölünce arkamızdaki gözyaşları bir avuç daha fazla
şimdi zamanın kanını emen ateşli dudaklarım sustu
bilmekteyim yarınların şiirsiz solgun çıfıt yüzünü
rüyalarımda görmüyorum kabusları - onlar ne nazlı!
yaşadıklarım içinde rüyalarım utangaç kızlar sanki
müjdem yok kimseye çünkü bendim iddialı sözlerle yola çıkan
heyecanla kurbanlarımı inandıran gördüğüm her ışığa
oysa kırılıyor ışıklar zamanın dudaklarında çabucak
ve dağılıyor zamanı gelince
bir rüya kadar sürüyor o da ancak
bu yüzden ellerimde yalnızca kusurlu bir merhaba yatmakta
bu yüzden sizlere sarıldıkça gözlerimde pıhtılaşıyor hava
eksik bütün zamanlar gülünç şeyler fısıldıyor kulağıma
eksik olan şey diyorlar, birbirini takip etmeyen zaman,
yoksa sen değilsin eksik, sadece sıran!
sadece sır’an! Ve
çekilmeyen numaran!
Mesut HastürkKayıt Tarihi : 20.3.2007 15:47:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mesut Hastürk](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/03/20/cekilmeyen-numara.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!