uzun zamandır böyle kırılmamıştı kadın
böyle derinden şüphe etmemişti kendinden
içindeki karanlık buncasına
tüm benliğine hakim olmamıştı
bir o kadar da yaşamakta olduğunu hissetmemişti
acı neredeyse tüm bedeninde gezinmekteydi
şimdi şurada dedikçe başka bir yere zıplayarak
kah omzunda kah göğsünde kah kalbinde
bazen uykunun tam ortasında yakalayarak
uyutmayarak ve bazen de yataktan kaldırmayarak
kendini bildi bileli aşka düşmüştü kadın
içindeyken ne olduğunu anlamayarak
bu büyük görme kusurunun
hem gözünü açan en büyük hediye
hem de benliğinin en büyük acılarına yatak olduğunu
yol boyu yürüdü sonra kadın
ruhu bir yerlere seyyah oldu
bedeniyle ruhu bir kavgaya tutuştular
bedeni gitmek istedi, kaldı
ruhu kalmak istedi, bedeni gitti
bedeninin bulduğunu ruhu istemedi
ruhunun arzusunu bedeni yerine getiremedi
büyük bir çekiç yere vuruldu sonra
korkuyla uyandı
yıkıldı tüm yalanlar
maskeler düştü
ve gerçek çıktı ortaya
artık ben dediği şeyden eser yoktu
5.5.2022
İzmir
Kayıt Tarihi : 11.5.2022 23:16:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir bir aşkın bitişi ile gerçeğin ortaya çıkmasını, rüyalardan uyanmayı, benliğin yok oluşunu anlatır
![Elif Farukoğlu](https://www.antoloji.com/i/siir/2022/05/11/cekic-8.jpg)
beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (1)