bu gamsız hasreti hangi sürgün boğar ey şehir!
hangi şehir ağartır yüzünü senin kadar
gözyaşımın dilsiz kâhini İstanbul
ateşler içine bir başka siniyor gül kokusu
ateşlerin içinde ellerim ve güllerinin kokusu
mavi gözlerini seyretmeli bu bahar
bu bahar kanına girmeliyim hasretin
bir hüznün şarkısını anmasın dilleri
gün hangi gün, güneş geceyi nasıl soyar
anne şefkatiyle anlatsın göçmen kuşlar
kapılar kapanıyor apansız yüzüme
çehresi yüceliyor cüzzamlı gölgelerin
yollarında başsız canavarlar devriyesi
uludukça tellerden kaçıyor kumrular
gelemiyorum…
kör kılavuz, mayınlı yol, zaman taciri
kuş tüyü, mavi mürekkep, lügat bakiri.
ışıkların göz kırpıyor ıssız halime
aydınlıktan öteye kurulur devran
seninle dertleşmeli neler nelerden
söz bitmeli, seni söylemeli ey şehir
uzatsam bulutlarına değer mi elim
dokunsam biter mi hırçın uğultu
rüzgara salıver dalgaların sesini
bir nefesini havanı soluyan martıların
güneş kızıla boyarken ufkunu
tenhalaşan ezan sesini
kahrımı çekmeli karlı dağların cüssesi
öfkesi soğutmalı bu kızaran çeliği
fallardan çıksın yolların kısır döngüsü
hatırın bileğini öpsün talihin dudakları
halim kırk yerden yamalı ey şehir!
düşlerim ilk gün gibi yeni İstanbul
delemiyorum…
bir doğum, bir sehpa bir cellat maskesi
taze çocuk, mezar taşı, hayat eskisi.
kandilim islendi, heceler hasat mevsimi
kavrulmuş toprağıma bir damla su ver
göster yüzünü aklımın cinnet gecesi
tarihine yansın bana deli diyen diller
hayat uzun deme bana İstanbul
en uzun yolları adımlar dilimler
boğazımda zamanın kanlı bıçağı
içimde takvimlerin kabir sancısı
titrek elde namlular şeytan çırağı
hayat uzun deme peygamber müjdesi
koynumda çaresizlik dem vuruyor
tütün kurusu dudağımda isyan narası
sefanı kimler sürüyor aziz şehir?
cefanı kim atıyor yabana ey İstanbul!
bilemiyorum…
iğde çalısı, mavi boncuk, kan büyüsü
yaralı kanat, turna gözü, kırık ok ve yay türküsü.
Kayıt Tarihi : 29.4.2005 17:53:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
kavrulmuş toprağıma bir damla su ver
göster yüzünü aklımın cinnet gecesi
tarihine yansın bana deli diyen diller
hayat uzun deme bana İstanbul
en uzun yolları adımlar dilimler
boğazımda zamanın kanlı bıçağı
içimde takvimlerin kabir sancısı
titrek elde namlular şeytan çırağı
hayat uzun deme peygamber müjdesi
koynumda çaresizlik dem vuruyor
tütün kurusu dudağımda isyan narası
sefanı kimler sürüyor aziz şehir?
cefanı kim atıyor yabana ey İstanbul!
bilemiyorum…
Sevgili Fatih, Harikaa bir şiir okudum, alkışlar yüreğine (10+antolojim),...saygımla.
tebrikler
TÜM YORUMLAR (11)