Vefası olmayan kısır yıllara
Tohum eker miydim sen olmasaydın
Sevgisiz saygısız nankör kullara
Boyun büker miydim sen olmasaydın
Meyvelerim olgunlaşır yeterdi
Dallarında kumru kuşlar öterdi
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Nedense içimden ağlamak geldi. Çok etkileyici, içe işleyen bir şiir. Kaleminize sağlık.10+ant
Yüreğine ve gönlüne sağlık
halil abim çok manıdar bir şiir ..bu dizelerin fışkırıp şiir pınarına dönüştüğü yüregine saglık
Borani'nin dillerine sağlık.
Çekilen çilenin bir sebebe dayandırılması, ne yaptığının farkında olanların işidir.
Yüreğine sağlık.
Arı/ duru bir şiir.
Ne dediğini bilen bir şair.
Tebrikler.
Paylaşım için teşekkürler.
Mehmet Gözükara
Sevgili dostum
Öyle özlemişim ki HARİKALARINIZI: O kadar hüzünlüydü ki; gözlerim doldu yaşla. Kutlarım ALKIŞLARLA gönülden. Tam puan gönül bahçemden.
Bir türbe eyledim mezar taşını
Gece gündüz bekliyorum başını
Her gün höykürerek gözüm yaşını
Ağlar döker miydim sen olmasaydın
Tebessüm kokulu bitimsiz sevgilerimle...
_____________Âlimoğlu___________
Vefası olmayan kısır yıllara
Tohum eker miydim sen olmasaydın
Sevgisiz saygısız nankör kullara
Boyun büker miydim sen olmasaydın
Meyvelerim olgunlaşır yeterdi
Dallarında kumru kuşlar öterdi
Gam kasavet gider çilem biterdi
Cefa çeker miydim sen olmasaydın
Bir türbe eyledim mezar taşını
Gece gündüz bekliyorum başını
Her gün höykürerek gözüm yaşını
Ağlar döker miydim sen olmasaydın
Boraniyim gidiyor mu hoşuna
Beni koydun cehaletin taşına
Bir sefa sürmeden boşu boşuna
Ömrü söker miydim sen olmasaydın
Halil Hocam Yüreğiniz dert görmesin.
Yine çok güzel bir şiir okudum kaleminizden.
Kalemimniz hep yazsın.
saygı ve selamlarımla
Sayın Borani, toplumsal konuları da, sevgiyi de çok güzel dile getiriyorsunuz. Beyninize, yüreğinize sağlık. İzninizle güzel şiirinize bir dörtlük de ben eklemek istiyorum.
Ceylanların bakışında sen varsın,
Çiçeklerin kokuşunda sen varsın,
Derelerin akışında sen varsın,
Dönüp bakar mıydım sen olmasaydın.
Sayın Borani, kaleminizden yine harika bir şiir okudum. Tebrik ediyor selamlar sunuyorum.
tebrik ve sevgiler üstad..
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta