Çayın Çilesi..............

Çayın Çilesi

Çay bölgenin nimeti başımızın tacıdır,
Bazen gelir kapısı, bazen sızı, acıdır.
Bazen yatırım olur bazen çeyiz parası,
Yalnız nafaka değil her derdin ilacıdır.

Çocuklar evlendiler, büyüttük torunları,
Hala daha bitmedi bu çayın sorunları,
Devlet Baba gözüyle bakmaya devam ettik,
Sıkıntılara dedik ecnebi oyunları...(!)

Suyu bol aksın ister her birey deresinden,
Misalleri sıralar hep kendi yöresinden,
İşçi,memur,müstahsil bir bütün olmalıyken,
Herkes bakıp duruyor özel penceresinden.

Her nedense severiz yaygara çıkarmayı,
Bir kaşık su içinde fırtına koparmayı,
Sabır,gayret,anlayış hasletlerinden uzak,
Hemen yutmak isteriz çiğnemeden sarmayı.

Fabrikalar tıkansın,ambarlar her gün dolsun,
Eğer bir sorun varsa çareyi devlet bulsun,
Ben bu güne bakarım, yarın Allah Kerimdir,
Çayımı satayım da her ne olursa olsun.

Anlayış bu olunca sorunlar hep peş peşe,
Asla fırsat vermeyiz, ne dosta ne de eşe,
Ayıbımız dağ olsa örtmeye çalışırız,
Komşunun hatasını çıkarırız güneşe.

Çaya tez sokamazsın uyanık tembelleri,
Kontenjan düşer düşmez bülbül olur dilleri,
Kulağı telefonda sayar mazeretleri,
Kırk altı fabrikadan sıralar haberleri.

Sarılır telefona, yok sayarak adabı,
Sanki hiç kusuru yok, o her şeyin erbabı,
İşini takıp etmez aklı fikri hillede,
Çay cüzdanı taşımaz senden sorar hesabı.

-Alo alo Müdür Bey, tüm çayımı topladım,
Eksper almıyor onu, kontenjana tosladım,
Hatırlı kişileri rahatsız etmeyelim,
Benim arkam güçlüdür sağlam yere yasladım.

Çıkarız Başbakana, hazırdır uçağımız,
Sıkıntıya gelemez, özeldir ocağımız,
Sonucu düşünmeden icraat yapmayınız,
Dikkate alınmalı kasaba, bucağımız.

-Sürgün sonu dediniz, makasa tutamadım,
Çayım dalında kaldı bir tami satamadım,
Bütün kotalarımı bir günde doldurayım,
Cüzdan kontenjanını başımdan atamadım.

Gel çık işin içinden, dert sarılır başına?
Ayı eline versen yine gitmez hoşuna,
Su sele dönüşmeden bulmazsan yatağını,
Geç kalmış tedbirlerle uğraşırsın boşuna.

Evsafı bozuk çayı alt tarafa gizleme,
Bir miktar iyi çayla bezi yapma yüzleme,
Belki Eksper utandı yaşından,sakalından,
Bari yutturdum diye sağa sola vızlama.

Bir kolaylık sağlasan acı çeken hastaya,
Tüm millet hasta olur hemen koşar pastaya,
Talimat gereği bu, bir şey yapamam dersen,
Hemen koşar bekçiye, haber verir ustaya.

-Gide gele yorulduk takat kalmadı dizde,
Çayımı alsanıza merhamet yok mu sizde,
Biz üvey evlat mıyız, neden farklı icraat?
Alım her yerde serbest, kontenjan sade bizde(!)

Bir başkası arıyor: -Ben falanca, merhaba,
Ve aleykümüsselam, ne istedin acaba?
Her gün gelip gidemem, çayım kaldı elimde,
Kapak arkası için göndersen bir araba.

-Bu dediğin görevi kim verdi elinize?
Siz zahmet buyurmayın, yazıktır dilinize,
Sıfır alımyerine araba mı verilir?
Orada Eksper vardır, bakmaz mı halinize?

Adam toplar çayını beş gün saklar elinde,
Güneşli havalarda kuru yer yok telinde,
Niye ıslattın dersen Allah'ı adres verir,
Sufi edebiyatı yer etmiştir dilinde.

Bazı yöreler vardır yağmura dolar diyor,
Güneşi çok sevse de o gün evde yatıyor,
Taze çay fire verir güneşli havalarda,
Allah'ın Rahmetinde K.D.V.li satıyor.

Gittim alımyerine baktım müstahsil yasta,
Dedim ne oldu size sanki hepiniz hasta,
Dediler bu Eksperin almaz kapak arkası,
Hemen talimat verin ona habu hususta. :)))

Mustafa Hoşoğlu
18.08.2008

ALIM EKİBİ

Kişiye göre işi tevdi etmek bir kader,
Herkesin gönlü olsun hesabı millet öder,
Trilyonluk değerleri teslim ettiklerimiz,
Birçokları bilemez iki iki kaç eder.

Çağırdım Eksperi kızmadan yeremedim,
Dedim bu ne biçim çay bir anlam veremedim,
Dedi ne oldu bilmem dikkatli alım yaptım,
Vallah gözümden kaçtı, Billahi göremedim.

Livori, matiçali temizlettir otunu,
Dikkat et kesilmişe, satınalma odunu,
Elini daldır beze, kirlensin bir şey olmaz,
Temizliği düşünme, azcık oynat budunu.

Alımyerinde işçi, derler ona vikacı,
Dökülen çayı almaz önce sandım şakacı,
Mecbur talimat yazdık, saydık görevlerini,
Hoşlarına gitmedi, küstü bize birkaçı.

Eksperi uyarsan da aldığı çaylar için,
Adam cezaya razı, semer var taylar için,
Kendi de müstahsildir, yapmıştır hesabını,
Tavuğu esirgemez gelecek paylar için.

Bir gün sordum ekibe, çayı nerden bulmuşsun?
Kayıtlarda bir şey yok her yeri doldurmuşsun,
Bu işte bir şey vardır, anlat da anlayalım,
Günahlar satılmazken, mirasa mı dalmışsın?

BUDAMA

Amca budaman eksik kes bir o kadar daha,
Bu yöreye çıkınca gezilecek tüm saha,
Kızım her şey güzel de buni demiyecektun,
Haşimdi bayılırsam ayılamam billaha.

-Teyze çayı kesmedin kaç kere diyeceğum,
-Başumun yazıları şimdi ne edeceğum,
Adamım İstanbulda motorcu da gelmeyi,
Sen şimdi yaz oni da ben sonra keseceğum.

Elindeki metrenin bilmezsin tutmasını,
O yanlış ölçüm yapar görmezsin hatasını,
Ne harçin var ne ipin ne anlarsın ölçümden,
Gel sana öğreteyim bulmuşken ustasını.

Akşam sabah demeden şu makası sallarum,
Kaç gündür kesiyorum hep kırıldı kollarum,
Vallahi canım çıktı yine eksik deyisun,
Beni fazla darlama seni burdan yollarum.

Kimisi çırpma yapar görünmez yer karası,
Gelir kaybı, tazminat veya kırma parası,
Yıl boyu hep sorulur ne zaman ödenecek,
Aslında herkes bilir; iki sürgün arası.

NAKLİYECİLER

-Müdürüm ben hazırım bir dakka alır uçmam,
Eğer sefer çıkarsa asla görevden kaçmam,
-Yolda çalışma vardır dolaş gel şu taraftan,
-Uzun sefer yazmazsan Vallahi kontak açmam.

Kendi karar verecek, iş uyacak dişine,
Kolay sefere koşar düşmesen de peşine,
Tonajı ayarlarlar uzak-yakına göre,
Kimse göreve çıkmaz gelmeyince işine.

Kimi itiraz eder: gidemem her karadan,
Her taraf çamur-çukur, ben çıkamam oradan,
Bu sefer ekstra olsun gidermisin fazladan,
O zaman uçuverir, kanat takar yaratan.

ALIMYERİ KONTROLÜ

Kontrole çıkanların hesapları çok ince,
Kimisi hemen koşar harcırahı görünce,
Kimi alımyerine çıkar dinlenmek için,
Kimisi çıkmak ister kontenjan yükselince.

Üretici pek sevmez kontrole çıkanları,
Hele not alıyorsa yanlış iş yapılanları,
Gözdağı vermek için beyler elini yakmaz,
Sürer ekip üstüne köydeki bayanları.

Mustafa HOŞOĞLU
Güneysu Çay Fabrikası
Tarım Kısım Müdürü
18.08.2008/RİZE