Çay, Su ve Aşk Şiiri - Birgül Kızılkaya

Bu gün 28 Nisan 2013. Mevsim bahar, günlerden Pazar… Kahvaltımı bitirip, keyif çayımı büyük bir hazla yudumlarken, aşk nedir acaba diye düşündüm. Emek mi, kimyasal bir çekim mi, şefkat mi, şiddet mi, hepsi mi, hiç birimi? Bunları zaman zaman hepimiz düşünmüşüzdür.

Tarifine girmeyeceğim, çünkü çok abuk bir şey olacak pasta tarifi verir gibi aşk tarifi vermek. Hem bu tarif zaten bende yok. Ayrıca, böyle bir tarifi vermek, konunun uzmanlarına yaraşır bana değil…

Hoş bilen olsa bunca insan, yalnızlığı tercih eder miydi? Ki insanoğlu çift yaşamak için kurgulanmış bir canlı olmasına rağmen yalnızların sayısı bu kadar çoğalır mıydı…? Bu da ayrı bir konu…

Bu sırrı bilmeden de olsa yakalayanlar zaten belli. Mutlu mesut yaşıyorlar… İki kişinin nasıl bir karışım ortaya çıkardığı ile bağlantılı bir şey bence. Sarımsak ile soğan bir araya gelebilir mi? Gelirse kokudan yanlarına yaklaşılmaz…. :)

Milli içeceğimiz ayran dediler ama bence bizim milli içeceğimiz, halis muhlis tavşan kanı demlenmiş, kıvamında güzel bir çaydır çay…!
Her ne ise, çayı çok sevdiğimi beni tanıyan uzak yakın bütün dostlarım bilirler… Geçtiğimiz günlerde çok değer verdiğim bir dost bana ’’ Nasıl oluyor da, çay denilen kuru bir otla, su birleşince ortaya muhteşem bir içecek çıkıyor, hiç düşündün mü’’ dedi.
Ve ilişkilerin sırrını da belki bilmeden söyledi işte. Çay denilen bir ot, ve lezzetlenmesine katkı koyan su….
Bence de işin özü bu dostlar. Çay ve su olabilmekte demek ki bütün mesele….
Mutlu pazarlar diliyorum uzak yakın tüm dostlara…Sağlıkla kalınız…Tam da şimdi kahvaltı zamanı…. :)

Birgül KIZILKAYA 28.04.2013 Karşıyaka / İZMİR