Çay simit..ağ olan yüz..sınırlar..nefes...

yüzün ağ olsun diyenlere*

ağ yırtıldı
cevapsız şehrin sokakları
bak herkes gülüyor öbek öbek
nedir bu şarkısız yalnızlık

yüzümü sıcak yerlerde sakladım
anlatmıştım hani gözlerine
göz bebeklerin süte durmuşken
karanlıktan demiştim de gülmüştün
anlat demiştin sıcaklık nerende

yüzüm sever demiştim
omzunla kulağının arası
yeni gömülmüş saray patı
toprağı havalandırmalı
ses burada öyle başkası

öpüyorum bak kıpırdama
yaza hazır dudağımı kırma
işte şurada bırakacağım
şurada şu anda şuramla

- huylandım
- biliyorum, korkma kimse duymaz, fısıldıyorum
- ses demiştin
- duyuyorsun işte, benzemiyor değil mi başka sese
- masumiyet demiştin, yitirdik mi demiştin
- yitirmedik korkma, gölgemiz yok yan yana

bana simit al
gravyer peynir
bir bardak çay
sonra muhakkak gel
ben susamları severim
simiti de bir bahçede
bir bardak çayı da gölgelikte
ben senide severim
ellerin peynirse
benliğimin köşesinde
beklediğim işte
üşümüş olur saçların
bırak ısıtayım nefesimle...

soğuk yılı /