Ve
Susuzluğumdu beni sana getiren
Dudaklarım çatlayacak kadar kuru
Kuru çatlatacak kadar sade bir kelimeydi
Mayhoş gecelerde
Tatlı rüyalar görüyordu insanlar
Ve güneş uyuyakalmıştı
Ben yine uykusuzluğa dalmıştım
Kimi çehrelerin yanağında
Kuraklık hüküm sürerken
Benim yanaklarım yosun tutmuştu ağlamaktan
Maksadım satmak değildi
Hayallerimi kağıda haykırırken
Sana koşmaktı maksadım
Delicesine koşmak
Atımın yelesinden pusat
Toynağından pabuç yapmıştım
Onlar küf bağlamıştı
Ben yosun ağlamıştım
Ve
Susuzluğumdu beni sana getiren
Çölüme yeni bir çöl daha eklemiştim
Aşkım kumaydı
Ama saılmak için aşkıma
Serabıda sevmiştim
Islık çalıyordu rüzgar
Ben besmele çekiyordum
Heybemin içindeki sırları
Aşkımn bağrına ekiyordum
Ser verip sır vermiyordu sevdiğim
Onun içn hasadı geçiyordum
Ve
Susuzluğumdu beni sana getiren
Yürüyordum
Yolunu kaybetmiş kervanların başı gibi
Sorumlu ölüyordum
Gece yıldız topluoyordum gökyüzünün bağrından
Geceyi söndürecek ışık
Çıkarsa diye ardından
Kuşkularımın ardından keşkelerim gelirdi
Hikayelerimin sonu hep hüsran
Ve
Susuzluğumdu beni sana getiren
Bakişlarım alev almış ve gözlerim yanmıştı
İbrahim olmuştu kirpiklerim
Ateşin alevlerine kanmıştı
Benim susuzluğum sürüyordu ama
Ashab-ı Kehf uyanmıştı
Yusuf olup düşünce sevgim dillere
Gönlüm dili dipsiz kuyu sanmıştı
Ve
Susuzluk aşmıştı haddi
Artık suyu hiç anmayacaktım
Öyle yanmıştı ki bağrım
Kuru bir çöl misali
Nuh un Gemisi nden düşsem de kanmayacaktım
Ve belki dolsaydı nefsimin çatlağı
Kızıl Deniz in kızıl suyuyla
Firavun olupta Hak a inanmayacaktım
Ve
Bu susuzluk daha fazla aşmadan haddi
Susuzluğuma binlerce şükür YA RABBİ
Kayıt Tarihi : 21.10.2005 15:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çatlamış Dudağımdan Dökülenler
Ve
Susuzluğumdu beni sana getiren
Dudaklarım çatlayacak kadar kuru
Kuru çatlatacak kadar sade bir kelimeydi
Mayhoş gecelerde
Tatlı rüyalar görüyordu insanlar
Ve güneş uyuyakalmıştı
Ben yine uykusuzluğa dalmıştım
Kimi çehrelerin yanağında
Kuraklık hüküm sürerken
Benim yanaklarım yosun tutmuştu ağlamaktan
Maksadım satmak değildi
Hayallerimi kağıda haykırırken
Sana koşmaktı maksadım
Delicesine koşmak
Atımın yelesinden pusat
Toynağından pabuç yapmıştım
Onlar küf bağlamıştı
Ben yosun ağlamıştım
Ve
Susuzluğumdu beni sana getiren
Çölüme yeni bir çöl daha eklemiştim
Aşkım kumaydı
Ama saılmak için aşkıma
Serabıda sevmiştim
Islık çalıyordu rüzgar
Ben besmele çekiyordum
Heybemin içindeki sırları
Aşkımn bağrına ekiyordum
Ser verip sır vermiyordu sevdiğim
Onun içn hasadı geçiyordum
Ve
Susuzluğumdu beni sana getiren
Yürüyordum
Yolunu kaybetmiş kervanların başı gibi
Sorumlu ölüyordum
Gece yıldız topluoyordum gökyüzünün bağrından
Geceyi söndürecek ışık
Çıkarsa diye ardından
Kuşkularımın ardından keşkelerim gelirdi
Hikayelerimin sonu hep hüsran
Ve
Susuzluğumdu beni sana getiren
Bakişlarım alev almış ve gözlerim yanmıştı
İbrahim olmuştu kirpiklerim
Ateşin alevlerine kanmıştı
Benim susuzluğum sürüyordu ama
Ashab-ı Kehf uyanmıştı
Yusuf olup düşünce sevgim dillere
Gönlüm dili dipsiz kuyu sanmıştı
Ve
Susuzluk aşmıştı haddi
Artık suyu hiç anmayacaktım
Öyle yanmıştı ki bağrım
Kuru bir çöl misali
Nuh un Gemisi nden düşsem de kanmayacaktım
Ve belki dolsaydı nefsimin çatlağı
Kızıl Deniz in kızıl suyuyla
Firavun olupta Hak a inanmayacaktım
Ve
Bu susuzluk daha fazla aşmadan haddi
Susuzluğuma binlerce şükür YA RABBİ
İsa altunbay tarafından yazılan bu şiirin günün şiiri olarak seçilen şiirle karşılaştırılmasını istiyorum.yukardaki şiiri örnek teşkil etsin diye yazdım.antolojide bunun gibi şiirler pas tuturken şiir değeri taşımayan bazı yazılar ne yazık ki günün şiiri seçiliyor.artık birşeylerin daha ciddiye alınarak yapılmasını diliyorum.umarım antoloji yetkilileri en kısa zamanda bu işe bir çözüm bulurlar.
TÜM YORUMLAR (1)