Senin gibi çiçeği
Kırmadan sevecek bir ben varım bu dünyada.
Bu şehrin ayıları, yiyecekler seni.
Seni incitmeden, öpüp koklayarak
Bir kovan bal yapacak
Arıyı mı tercih edeceksin,
Yoksa çiçeklerini kopartıp
..
Çarşamba'yı sel aldı
Bir yar sevdim el aldı
Keşke sevmez olaydım
Elim koynunda kaldı
Oy ne imiş ne imiş
Kaderim böyle imiş
..
Bir noktaya gelmek için
Yüzlerce ödün vermek gerek biliyorum
Yanında olmayı diliyorum
Sana seni benden anlatıp
Benden sana seni tanıtıp
Gözlerimle gözlerini bağlayıp
Yalnızbaşına seni değil
..
Kaldim gittim gurbet elde
Anam babam yok nerede
Baci kardes ucmus gitmis
Bebek yokki bos besikte
Gurbet el bana yabanci
Icimize koyar sanci
..
Pazar o ziro ruh gil
Pazartesi mah kabil
Salı çeri gökeri
Çarşamba muştu sebil
Perşembe aslan otak
Cuma sultana yatak
..
Bir an aklımdan çıksan, çıksan bir an aklımdan,
Yıkılır yüreğimin senle taşmış yapısı
Yeryüzü bir hiç kadar değer bulamaz bende
Kırılır sana açılan o düşlerin kapısı
Bir an aklımdan çıksan, çıksan bir an aklımdan
Beni alıp götürsen, götürsen alıp beni
..
Ruhundaki gel-gitleri
Gözlerinle söyleme bana,
Sevgimi bana karşı kullanıp
Beni tehdit etmeye kalkışma.
En zor dağlar
Parçalanıp toprak olurken,
Benim sabrımı
..
Şu derede değirmen
Ben pambuğu eyirmem
Eyil de bir yol öpeyim
Gaşlarını devirme
Aman Konyalı
Hergün böyle olmalı
..
Kadarıyla masalsız yoksul ve bitkin bir sokak arasında tesadüfi bir rastlaşma
Ve topyekûn yalnızlığımın son çırpınışları
Serenat-ı şahanelerine gündüz serinlikleri gizlenmiş
Kedere çeyrek var,
Ve dâhili eklendi son zamanın...
..
Biriktirdiğim heyecanlarımın sevinçlerimin seninle başlayan sonu gelmeyen satır sonu hecelerimin son günü bugün… Zor toparladım bizdeki beni çok kırılmış karanlığının içine ışık tutunca gözyaşlarını saklayamadı. İsmini gizliyorum her satırıma eksik harflerinde topluyorum bizi. Sustuğum o günde konuştuğum seni arıyorum. Gamzelerime düşüyor ıslaklığın gölgeni aydınlatıyor. Karıncalanıyor yine beynim dudaklarım kaşınıyor. Reaksiyona giriyor kalbim olmuyor düşünmeden (!) Susmuyor bıraktığın sen. Yarım olduğumu kabul etmem zorken seni arıyorum kaybolmayan benliğimde. Yokluğunda bir yudum nefes çektim hayattın aşk rafından saflığımı yitirip teslim oldum serseri mayınlarına. Hayal kökü hatırına sakladığım şımarık çocukluğumu gözyaşlarımla boğdum. Şimdi ise beynim esniyor … Raslantı seslerde somurdum damarlarını aşkın tanımını güçlendirdi her defasında..
Kördüğümlerimle…
Suskunluğunla…
Bensizliğimle…
Küçük bir bakış oluşturdu onlarca durgun kelimenin varsayımını idam edilen parmak ucu sessizliklerim dudak kenarlarında yankılandı. Tırnakların ince sesinin çığlığında süründü. Pembeni boğdu mavim. Maviliğimde yaşadın. Birbirine giren parmaklarım uzadı ve adında vuruldu. Tebessümlerini hatırladı gözyaşlarım dudaklarını ıslattı.Dudağındaki çatlaklarda benim eserim.. Buz mavisi anlamlılığın hiçliğime esir tutuldu o anda tek satır sözün kalmış benliğimle dolu sayfanda… Masal perisi! ? !
..
Bugün perşembe
Yarın ise cuma
Ondan sonra ki gün ise cumartesi
Ve daha sonra ki günde pazar
Pazardan sonra pazartesi gelecek
Pazartesi bittikten sonra salı
Çarşamba salıdan sonra
..
Kaç vakit geçti aradan, kaç kış yala buluştu belirsiz. Kaç aşık yandı, kaç yürek söndü. Aşk kutsal bir acıymış, özünde varmış hasretlik ve kaç aşık hasrete düştü. Tükenmedi sevdanın yiğitliği, gönlün mertliği. Bir kere vuruldu mu bitmez o yangın. Evrenin bütün çirkefliği sarsa da Mecnun ‘ un etrafını; unutulmaz, vazgeçilmez Leyla! Ve kaç şair bırakır gönlünü sevda şiirine, aldırmaz hiç nakarata. Sevda kazansın ister, sevda kavuşsun ister. Aslında o da bilir ayrı dünyalarda aynı gönle düşen sevda yangınını, o da bilir Mecnun’ un Leylasına, Kerem’ in Aslısına kavuşmadığını. Bir yıldız görse koyu karanlığın içinde ona bakar ona dolar ve yüreğince. Feryat eder, dua eder: Sevda Kazansın! ...
Zalim, taş kalpli, sevgiden aciz baba bir servet döker delikanlının önüne, çıkma der, bakma der kızcağızımın gözlerine. Ahmaktır o baba! bilmez sevdalı bir yüreğe dünyanın denk olmayacağını, bilmez ayrı bıraksa da iki sevgiliyi o sevginin ebediyete dek ölmeyeceğini. Vay ki gözünü servete dikip yavuklusundan cayanın mertliğine! Hangi yürek sevgilinin olmadığı cennette yer edinir, hangi yürek o gözlerin ışıltısını görmeden sevinir.
Ey sevda! Sen ne büyük, sen ne sırlı bir aynasın. Karşına geçip de sensiz geçen yıllarım yüzüme yansıdığında eriyorum. Bütün varlığımla el açıyorum semaya, el açıyorum Allah’a.... Sevda Kazansın!
O Allah ki habibinin adıyla bezemiş cennetin her bir yanını ve o sevgili ne vefalı! Bir eline ay’ ı diğer eline güneş’ i verseler de vazgeçmemeye ant içmiş.
Yaratan sev demiş yarattıklarına. Sen ne büyüksün sevda! ...
Bırak sevda kazansın ey ömrüm! Bırakın sevda kazansın, ey ömrünü sevdadan uzak yerlerde aşktan uzak gönüllerde yaşatmaya çalışan cahiller. Bilseydiniz sevdanın ne soylu bir duygu olduğunu herşeyinizle teslim olurdunuz. Bir sevdaya düştü mü gönül, ömrünü de görmez evreni de. Sevda ki ne kulda kudret bırakır ne devlette.
Ey ömür! yaşadığın kadar yaşadın zaten dünyanın köhne servetini. Vazgeç ömrüm yüreksiz yaşamaktan, vazgeç ki iblis utansın.
..
Doğuştanmış kadersizliğim
çocukluğumun
sıradan bir şubat ayının
soğuk çarşamba akşamında
annemin ağlamaklı çığlıklarına
kurban gittiğinde anlamalıydım
..
o perşembe bu değil artık çift sıfır sıfır bir
saman alevinden çıktı dumanı
bir kere ağlayamıyorum bir kere gülmek için
gitsem olmaz beklesem gecikir
üflesem uçup gider zamanı
..
Ne zaman tanıştık? Bu soruyu defalarca sorarız kendi kendimize. Bir dostumuzla veya bir arkadaşımızla tanıştığımız anı hatırlamak isteriz. Bazen bir gündür tanıdığımız biri ile bir aydır belki de bir yıldır tanışıyormuşuz gelir. Uzun zamandır tanıdığımızı zannettiğimiz insanları ise tanıyamadığımız olur.
Bir Çarşamba akşamüstü ikindi ezanın sesinin mahalleyi sardığı dakikalardı. Vakitlerin hesabını sevmem. O yüzden küskünümdür saatlere. Benim hayatla aramı açar saatler. Böyle bir vakitte gördüm onu. İyi giyimli biriydi. Kendine özen gösterdiği her halinde belli oluyordu. Her ne kadar kılık kıyafet insanların içindeki bir çok şeyi gizlediğini düşünsemde, sakladıklarından çok gösterdikleri ilgilenmekteydim. Uzun zamanadır tanıyormuş gibi –merhaba- demek istedim. Lakin susma vakti ile konuşma vakti arasında gelgitleri olan biri olarak susmayı tercih ettim.
Merhaba demek zor mudur o kadar? Olabilir. Bana ilk defa zor gelmişti. Birine merhaba demekte zorlanıyordum. Tanıdığım söylemek istercesine dilime gelen kelimeleri yutuyordum. Cümle olamıyorlardı bir türlü aklımda. Harcanan kelimeler midir yoksa zaman mı? Bunu sormak için geç kalmışlığın verdiği hüznü hissetmiştim.
Aslında hiç tanımıyordum. Sanki bir zaman karanlığından çıkmışçasına, aynı aydınlığa adım atıyormuşuz gibi bir duygu hissetmiştim.
..
Okumak; Yurdumuz İnsanlarının, Menfaatine Yarayacak, Düşünce Arayışı İçersinde Olmalıdır! .
= 000.000.004 =
Kaleme Almak; Yurdumuz İnsanlarının Huzur ve de Umudunu Daimi Kılma Arayışında Olmalıdır! .
Her Bir Öğrenci; Öğretmenlerinin Cömert Paylaşımları ile: Hayatını Muhafaza Eyler! .
“HİKAYELER” Adlı, Dünya Çocuk Klasiğinden Kısa Bir Anlatı:
“ANLAŞMA”
..
03 Nisan 2013 Çarşamba 13:54:15
Kitapla Yürüyeceksin Hayat Yolunda; Sağlığın İçin! .
= 000.016 =
Kitapla Düşüneceksin Hayat Yolunda; Vuslatın İçin! .
“YEŞİL YILLAR” Adlı Kitaptan, Kısa Bir Anlatı:
..
03 Nisan 2013 Çarşamba 14:48:05
Kitapla Yürüyeceksin Hayat Yolunda; Sağlığın İçin! .
= 000.016 =
Kitapla Düşüneceksin Hayat Yolunda; Vuslatın İçin! .
“YEŞİL YILLAR” Adlı Kitaptan, Kısa Bir Anlatı:
..
PAYLAŞIMLA VAR OLDUK ve PAYLAŞIMLA İLERLEYECEĞİZ! .
{}
21 Ağustos 2012 Salı 01:10:12
“ÖZGÜRLÜK” Adlı Kitaptan:
- Tanrım! Diye haykırdı. Biliyor musunuz, insan bir şiir yazınca o kadar çok seviniyor ki, neredeyse sevinçten ağlayası geliyor! . { Kitabın Kısa Künyesi: Kitap Adı: ÖZGÜRLÜK – Kitap Yazarı: Maksim GORKİ – Türkçesi: Süheyl GÜVEN – Yayınevi: BAHAR YAYINEVİ – Sayfa:092,Paragraf:07 -/- 24 Ekim 2007 Çarşamba 03:45:27 }
..
Dün günlerden salıydı, bu gün ise Çarşamba
Başka bir özellik yok, sömürülme vatandaş!
Dün serilen halıydı, bu gün moda muşamba
Başka bir özellik yok, sömürülme vatandaş!
Sevgililer günüymüş her sene kutlanırmış
Ah şu zavallı gençlik nelere katlanırmış
..