Bir çift söz çıkacaksa, dostum, şu dudaklardan;
İnan, ta gönlümün derinliğinden çıkmalı.
Bir 'âh! ' diyeceksem kor olup da yanaraktan;
Âh'ımın alevi, cümle âlemi yakmalı...
(21.05.2003
Çarşamba)
..
Vakit dolar, zaman geçer; derler, “Bu yerden çık! ”
Ellerinle kurduğun güzelim dünyayı yık...!
20.08.2003
Çarşamba
İlyas Özkan
..
Safrâni, görüyorsun; hep gidiyor bu âleme gelenler
Elbet, sen de birgün, vedâ edip gideceksin
Aldatmasın seni, hep kalacakmışçasına eğlenenler
Gidildiğini, tek, gitmenle göstereceksin...
10.05.2000
Çarşamba
..
Göçmek varmış, sessiz gemiye binip.
Vâde dolunca; kalmak olmazmış.
Âh u vâh, zağlı hançer gibi sineye inip;
Yaktıkça yakar, ne yapalım; Mevlam böyle yazmış...
20.08.2003
Çarşamba
..
Bir bilinmez zaman ve bir bilinmez mekanda;
Sessiz sadâsız gelir çatar ölüm.
Davet var, 'Hadi gel' dendiği anda;
Diyebilmekte marifet, 'Tekmil tamam, geliyorum! '
20.08.2003
Çarşamba
..
Yine yalnız yürürüm kaldırımlarda,
Bir tek ayak sesim duyulur art arda.
Ne bu, ses sadâ yok.. hayalet şehirde miyim?
Nerdesiniz ey? ! Kimse sesim duymaz mı?
Yandım hayli zamandır, çektiğim az mı?
(23.02.2005
Çarşamba)
..
Ben neferiyim, sonsuzluk yolunda bu davanın
Beni saadet kucağına bırakan sevdanın;
Kurbanıyım, bir ömür boyu.. bu yola can fedâ
Yeter bana, yeter.. bu uğurda olsam da gedâ
Ben neferiyim, sonsuzluk yolunda bu davanın...
(02.04.2003
Çarşamba)
..
*İlk gözyaşımdı; uzaklara düştü...
Sorup durma, deşme yaramı be hey!
Gönlümün küllenmiş Kerbela’sıdır sorduğun!
Adım adım gölgem olup hayali;
Başımın uslanmaz belasıdır sorduğun!
Bir kez saplanmaya görsün hançeri sevdanın;
Derin izlerle yılların yarasıdır sorduğun!
..
Kimsesizlik denizinde kimse ararken
Kimsesizlik, bırakmaz oldu yakamı.
En acı zehri, merhem diye sararken;
Bunca ızdırabın yanında, firâkın revâ mı?
Gözyaşlarımı, inan yüreğime akıttım;
Kanayan yarama tuz basıyorum.
Hicran vadisine umutlarımı sarkıttım;
Bir inilti halinde hüznümü, yıldızlara asıyorum...
..
Vedâ edip giderken bir akşam üstü
Saniyeler durdu sanki; zaman küstü
Gidişinde yalnızlığa ferman mı var?
Ayrılıkta yine bana hicran mı var?
Gidersin.. geride yaşlı göz mü kalsın?
Bin âh u vâhla yükselen söz mü kalsın?
Unutma! Gittiğin yerden selam gönder
Ruha inşirah saçan bir kelam gönder!
..
Yüreğime düşen köz gibisin
Aklım baştan alan söz gibisin
Yandıkça yandım, geçtim kendimden;
Özümden de öte öz gibisin.
Hayâlinle avunsun mu gözlerim?
Gelirsin diye yolun gözlerim.
Kurban olam şehla bakışına;
A gülüm, gülüşünü özlerim...
..
Bir ben olurum mezarımda
Bir de baş ucumda mezar taşım
Gelip geçene haber verir hikayemi
Kim mişim? Ne kadar yaşamışım?
Her senesi bir saniye gibi geçti
Gitti ömrümün en asude baharı
Hasretli bir hayal kaldı geriye
Zaman esefli bir rüya gibi geçti...
..
Hem şakâyıkısın Sen, dağımızın
Hem gülüsün, ey Rasű l, bağımızın
Zaman bizi çok uzaklara attı
Hicranlara saldı, acılara kattı
Bir bilsen, hâlimiz ne de yamandır
Zaman, bize acınacak zamandır
Dertler ezer, zaman öğütür bizi
..
Yine yalnızlığa, a dost, yelken açmak var bugün
Akan camdan seyrederken ufku, hayaller sürgün
Kalemim, a benim dert ortağım; sen dinle beni
Sonra da fısıldayıver derdimin çaresini
Kim duyar feryadım; kopsa içimde fırtınalar
Sessiz çığlıklarım ki; ruhumu çepe-çevre sarar
Yol manzarası.. herşey akıp gidiyor önümde
..
Hadi Mûsa'lar,
Tûr'a çıkar gibi
Rabbe kavuşun.
Hadi İbrahimler,
Ateşe düşer gibi
Berd ü selam bulun
Hadi İsmailler,
Tereddütsüz uzatın boynunuzu.
Rabbe isyan için kalkarken başlar;
Siz emre râm olun
..