Soğuğun etimi geotin gibi kestiği, Güneşin bir ırgatın terli alnını delercesine hücum ettigi günlerde bekledim seni.
Günler , haftalar , aylar geçti.Dakikalar geçmezken Bahar terk etti bu şehri. Doğanın zaman kavramını yitirip Uzun uzadıya soluklanma vaktirdir dedigi günlerde kapımın önündeki umutsuz kaldirimlarda bekledim.
Oturup bekledim.
Gülüşmelerin artık sadece kasların kücük bir oyunundan ibaret oldugunu anladığım gün
Umudum çarmıha gerildi şehrin meydaninda.
Şehrin yaramaz çocukları tanıklık etti bu faili meçhul cinayete.
Kaldırımlarla oturup göçmen kuşlarin çığırtkan ve anason kokulu kanat çırpıslarında aradım gözlerini.
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.