Soğuğun etimi geotin gibi kestiği, Güneşin bir ırgatın terli alnını delercesine hücum ettigi günlerde bekledim seni.
Günler , haftalar , aylar geçti.Dakikalar geçmezken Bahar terk etti bu şehri. Doğanın zaman kavramını yitirip Uzun uzadıya soluklanma vaktirdir dedigi günlerde kapımın önündeki umutsuz kaldirimlarda bekledim.
Oturup bekledim.
Gülüşmelerin artık sadece kasların kücük bir oyunundan ibaret oldugunu anladığım gün
Umudum çarmıha gerildi şehrin meydaninda.
Şehrin yaramaz çocukları tanıklık etti bu faili meçhul cinayete.
Kaldırımlarla oturup göçmen kuşlarin çığırtkan ve anason kokulu kanat çırpıslarında aradım gözlerini.
Gönderilememiş aşk mektuplarında, sahipsiz şiirlerde, sokak isimlerinde,kadehlerdeki dudak izlerinde.
Bana bir yerlerden usulca sesleneceğin.
Küçük adımlarla, ürkek bakışlarla uzaktan gelip çarmıha gerilmiş umudumu yere indirip kurumuş dudaklarina göz yaşlarını akıtacağın günlerin hayaliydi ayakta tutan bizi.
Halbuki sen yoktun. Yokluğunu unuturdum.
Gözlerin yoktu.
Sahi gözlerim ne zamandır değmiyor gözlerine
Ellerin ne zamanadır bu kadar uzaklarda? Çağ atlatan dudaklarin ya? Ne zamandir değmiyor dudaklarıma
Ben bir kör kuyunun en dibiyim sevgilim.
Okul sıralarında pervasızca dışlanmış bir çocuğun kalbi çarpiyor göğsümde usulca.
Umutsuz ,çaresiz ve sessizim
Biz birbirine bir adim kadar yakın bir ömür kadar uzağız şimdi.
Yokluğun günden güne ölümcül bir hastalık gibi sarıyor bedenimi korkarım ruhumuda ele geçiriyor sevgilim.
Bir ağacı agır agır kururtur ya tahtakurusu işte tam öyle.
Biliyorum ölümüm uçsuz bucaksız bir çölden yapılmış kum saati kadar yavaş olacak.
Yokluğun ağır ağır dolacak bir hazneden ötekine.
Artık ne bir sevi ısıtabilir beni nede bir fabrika bacası gibi tüten demli çay.
Toprağın güneş gören iklimine gömün beni.
Kayıt Tarihi : 14.1.2021 00:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!