Carmen 1, Catullus, Çev. Sunar Yazıcıoğlu

Sunar Yazıcıoğlu
297

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Carmen 1, Catullus, Çev. Sunar Yazıcıoğlu

Az önce ponza taşıyla parlatılan,
bu yeni, sevimli kitapçığı kime sunsam?
Sana Cornelius, bu saçmalıklara değer veren,
İtalya’da sensin tek cesaret edip,
yüzyılların tüm tarihini üç cilt halinde sergileyen,
Jupiter’in bilge eser bildiği emek ürünü eserini!
Kabul et, değeri ne olursa olsun, bu kitabı ve içindekilerini,
ve sen koruyucu bakirem, gelecek kuşaklarda,
bir asırdan çok, yaşamasını sağla!

Catullus. MÖ. 87-54
Çev. Sunar Yazıcıoğlu
___
Cui dono lepidum novum libellum
arida modo pumice expolitum? Corneli, tibi: namque tu solebas
meas esse aliquid putare nugas.
Iam tum, cum ausus es unus Italorum
omne aevum tribus explicare cartis...
Doctis, Iuppiter, et laboriosis!
Quare habe tibi quidquid hoc libelli
qualecumque, quod, o patrona virgo,
plus uno maneat perenne saeclo!

Catullus, MÖ. 87-54

Sunar Yazıcıoğlu
Kayıt Tarihi : 29.7.2016 08:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu günkü harabelerin kapladığı sahanın tahmin ettirdiğine göre, Roma devrinde nüfusu 15000 kadar olan Verona'da -Hieronymos'un verdiği tarih doğru ise- MÖ.87 yılında Valerius Catullus doğmuştur. Catullus kendi yaşamına yön verememiş bir insandır. Birçok isteklerini uygulama alanına geçirememiş, çaresizlik içinde beceriksizce bocalamıştır, Doğa aşkını, aktif yaşam isteğini, sanatını ve büyük sevgisini bir araya getirememiş, ne ruhunda, ne de hayatında bir denge yaratamamıştır. Catullus'da Romalılara özgü ağır başlılık, kendini aileye, devlet işlerine adama hissi de yoktur. Catullus Verona'lı zengin bir ailenin çocuğudur. Kendisinin Roma'ya ne zaman gelip yerleştiği belli değildir. Ribbeck'in yaptığı ve Plessis'in kabul ettiği hesaplara göre yirmi yaşlarına doğru gelmiş olması öngörülebilir. Ama genç yaşta ölen şairde görülen hellenistik eğitimi Verona'da almış olamıyacağına göre, kendisinin başkente daha genç yaşta geldiğine karar vermek gerekir. Catullus'un gelip yerleştiği Roma, ticareti ile, illerden topladığı vergilerle zenginleşmiş, dili, âdetleri yunan kültürü ile incelmiş, sosyal yaşamın zevkli akışına kendini kaptırmış bir Roma idi. Roma büyümekte, İtalya'lı birçok zengin aile çocukları da bu büyük şehre yerleşmekteydi. Bunlarda ilk Roma halkının özellikleri- kendini aile ve devlet işlerine adama gibi özellikler- yoktu. Siyasi gidiş de zaten buna elverişli değildi: Seçimlerde hileler yapılıyor, yönetim kademeleri tekel altında tutuluyordu; imparatorluğa doğru kaymayı önliyecek kuvvet ruhlarda yoktu. Bu ancak birkaç idealistin hayali olabilirdi. Sosyal yaşamın gelişmesinde Roma kadınlarının oynadığı rol önemlidir. Zaten Roma'da kadın hiçbir zaman (belki de Etrüsk uygarlığının etkisiyle) Yunanistan'da olduğu kadar sosyal yaşamdan uzak kalmamıştı. Eğlence şehri olmaya yüz tutan Roma'ya, yakın doğudan hetaira'lar akın etmeye başlıyalıdan beri Romalı kadınlar da,o bilgili, sosyal yaşamın inceliklerini bilen yabancı kadınlardan aşağı kalmak istememişler, az zamanda yabancı rakipleriyle boy ölçüşebilecek duruma gelmişlerdir. Nüfuzlu ailelere ait olmaları, Roma 'da yalnız sosyal yaşama değil, devlet işlerine de hâkim olmaya başlamalarını sağlamıştır. Lucullus'un böyle bir kadının iltimasıyla Mitridates savaşını yönetmek görevini alabildiği, Catullus'un da böyle bir kadına tutulduğu bilinmektedir. Catullus'un Lesbia'ya olan aşkının ilhamı ile yazdığı şiirler en güzelidir.Catullus'un yaşamına da, sanatına da hâkim olan bu kara sevda ona aşkı tattırmışsa da, onu Roma'ya bağlamış, ailesinden uzak tutmuş, sevgili Sirmio'sunu, adaların ve yarımadaların incisi Sirmio'yu ihmal ettirmiş, aktif yaşamdan ayırmış, Catullus bu hareketsiz yaşama, zevkten çok, acı veren, fırtınalı, mücadeleli ve heyhat sayısız rakiplerle paylaşılmış aşka bir son vermeye zaman zaman yeltenmiştir. İşte şiirlerini en doğru bir şekilde yorumlayabilmek için bu ruh halini anlamak şarttır.. Catullus'un Lesbia'ya olan aşkının ilhamı ile yazdığı şiirler en güzelidir.Catullus'un yaşamına da, sanatına da hâkim olan bu kara sevda ona aşkı tattırmışsa da, onu Roma'ya bağlamış, ailesinden uzak tutmuş, sevgili Sirmio'sunu, adaların ve yarımadaların incisi Sirmio'yu ihmal ettirmiş, aktif yaşamdan ayırmıştır. Sonuçta bu aşk Catullus için sanat alanında hayırlı olmuşsa da yaşamını baskı altına almış ve mutsuz etmiştir. Kara sevdasının baskısından kurtulmaya çalışmıştır. Kendi kendine başkaldırılar, Lesbia'ya hakaretler, kendi kendini inandırma çabası... En büyük bir sevinçten en derin bir ümitsizliğe, en ağır öfkeden, en ağır hakaretten en tatlı söze, en büyük bir kabalıktan en hassas bir hüzne bir anda geçen bu heyecanlı şair her ihtimale göre MÖ.54 yılında 30 ya da 33 yaşında ölmüştür.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sunar Yazıcıoğlu