Akşamın kasvetiyle gecenin karanlığı,
Hep bekledik sabahın ikramı aydınlığı.
Aydınlık umuyorken zifirî gece girer,
Güleç yüzlü asuman şimdi bedbin,derbeder.
Hilale muhtaç gönül çarmıhta can çekişir,
Gözler her gün bir ümit bulmak için bakışır.
Eğilmiş boyunlarda ucu zincirli halka,
İlerlemek azmiyle yürüyor düşe kalka.
Atılan her adımda bir idam mahkumunun,
Sehbada tükenecek ömrü saklı çoğunun.
Bu günü yarınından aydınlık zannedilen,
Bir mengene ağzında yaşamak farzedilen.
Işığın her zerresi kapandı elimizle,
Kalbimizdeki isyan ifade dilimizde,
Kargaları güldüren hayat yaşadığımız,
Baş zannedip içi boş kovan taşıdığımız.
Çekilen ıztıraba razı olduk çaresiz,
Ruh bedeni terketti,öldük yavaş ve sessiz.
Gün doğmuyor karanlığa hasret çeken gönüle,
Bukağılı ağızlar kilit vuruldu dile.
Bilmedik ki beynimiz uyuştu her gün biraz,
Donmuş kalplerdeki kan beden de ince maraz.
Bir kılavuz bekleriz paslanmış yüreklere,
Gözlerimiz açılsın, da baksın yükseklere.
Lât ve Uzzâ misali tuzbuz olsun düşünce,
Akıl kabuk çatlatsın engelleri aşınca.
Tepeler dümdüz ova, engeller teşvik bize,
Bakın o gün karanlık yol verecek gündüze.
Kayıt Tarihi : 28.4.2006 21:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!