Bazı geceler çıkıyorum şöyle bir,
Sokakların kokusunu çekmek için içime,
Gece karanlığına çekiyor beni,
Sen, bilmiyorsun,
Ben, düşüncelerimi soğutuyorum,
Gecenin ayazında.
Elimi uzatamıyorum sana,
Yüzüme baktığında asılırsa suratın diye,
Bir kez bile olsa,
Elimi, uzatamıyorum sana!
Yürüyorum gecenin içine,
Gece içime yürüyor ben yürürken,
Karanlık basıyor sanki üstüme,
Hayatın yönü akarken gözlerine,
Ben yanlış istikamete yürüyorum,
Kalbimde geçmez bir sızı,
Bulutlar uçuyor üzerimden,
Ben mutlak ölüme gidiyorum,
Sen hiçbir şey bilmezken.
Bahar geliyor diye yeni şarkı telaşında kuşlar,
Sen gülüyorsun,
Dünya’ya hayat geliyor,
Su yürüyor çiçeğin siluetine,
Şarkılarını senin için besteliyor kuşlar,
Ağaçlar sana çiçek açıyor,
Dünya’nın başı dönmüş asaletinden,
Durmak niyetinde.
Ben sensizliğe yürüyorum,
Gözüme toz kaçıyor,
Delikanlılığın ser-i terkisinde.
Hiçbir gece yürüyemedim,
Hayatın istikametine.
Gecenin bir köründe,
En tatlı rüyaların ortasındayken sen,
Geçemedim o köşe başından,
Bir kez bile.
O kadar çok istedim ki,
Karşına çıkıp seni şaşırtmayı,
Mutluluk mu konardı alnına,
Yoksa gözlerin hayat yasak mı derdi,
İstanbul’un en güzel manzarasında.
Sesini özledim bu akşam yine,
Değebilseydim sesine,
Artar mıydı acaba özlemlerim,
Ya da siler miydi gülüşün,
Gözlerime kaçan tozları,
Sevimsiz sesimin geçişinde.
Bir gece taşısa beni ayaklarım,
Boğazın serinliğine,
Onulmaz yaralarıma yürüsem,
Sessiz ve Kerem’ce.
Rastlarsan vakti gelince,
Bırakır mı gözünde bir çiğ tanesi,
Hiç okumadığın şiirlerim.
Kendini bulur musun mısralarımda,
Severek gözlerime bakmanı istediğimi,
Bakarken gülümsemeni,
Ellerini beline götürüp,
Başını hafifçe yana eğmeni,
Ne kadar hayal ettiğimi,
Hissedebilir misin,
Tüm hayatımı orada öyle durarak geçirebileceğimi.
Ben hayatın tersine yürüyorum,
Senin için senden vazgeçebilecek kadar seviyorum,
Hiç kimsenin bilmediği, anlamadığı biçimde,
Hayallerimi taşıyorum geceler boyu,
Bir tanesi olurda kaçar bir gece,
Yollarına gölgesi düşer diye.
Ben denizin soğuğuna çevirdim yüzümü,
Sıradan bir figüran olmak için,
Eski bir şehir efsanesinde,
Tüm pastel renklerini toplamış hayatın,
Palyaço edasıyla kareye girmeye çalışan,
Hiçbir zaman o resme sığamayan,
Ama resme hiç giremeyen bir palyaço.
Suratındaki boyalara bakan,
Mutlu, gülen bir adam görse de,
Yağmur yıkadığında boyaları,
Melankoli sızıyor gecenin serinliğine.
Bir sevda fısıltısını işitmek için,
Beklerim umutla,
Bir gülüş için ya da.
Gözlerin değecekse günün birinde gözlerime,
Senin de hayallerin benim peşime düşecekse,
Beklerim.
Bir ışık görsem gecenin karanlığında,
Bir nefes çekebilsem umudu içime,
Bilsem ki bahar öncesi,
Kar kokusudur bu,
Öyle güzelce beklerim.
Sessizce, görünmeden, görmeden,
Beklerim.
Kayıt Tarihi : 5.4.2011 20:34:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Aziz Kerem Tuna](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/04/05/caresizlik-135.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!