Çaresizliğin Çaresi Var mı Anne

Ölümü beklerken kuytu bir köşede,
Çaresizliğin çaresi var mı anne?
Hayat bizi savurdu atmış zaten,
En acımasız feryatların tam ortasına,
Çaresizliğin çaresi var mı anne?

Alır beni yollara vurur, götürür denizler,
Dağlar engel olur gitmeme, bırakmaz
Üstelik gideceğimi, gitmek istediğimi bile bile,
Önümde büyüyerek, engel olarak, çaresiz bırakarak,
Çaresizliğin çaresi var mı anne?

Toprak olup yollara dökülsem, ufalansam,
Yağmur olup, çiselensem, kaybolsam bağrında toprağın,
Karı olsam dağların erisem parça parça bölük bölük,
Yine yol vermez bana yollar, avareyim, biçareyim,
Çaresizliğin çaresi var mı anne?

Dokunacak olsan ağlamaklıyım dizimde,
Ne Yağmurun sıcaklığını, ne rüzgârın uğultusunu
İstedim suskun yüreğimin en yaslı gözlerinden,
Ne derman diledim dermansız yüreğime
Ne de çare istedim lal olmuş koca yüreğime,
Çaresizliğin çaresi var mı anne?

Laf geçiremez oldum puslu kalbime,
Ne beni dinliyor, ne kendini anlıyor,
Takatsiz kaldım, yorgun düştüm ben
Fırat ın akıp bir türlü ulaşamadığı
Çöllerdeki yalnızlığı misali şaşkın,
Çaresizim, biçareyim, avareyim, mecnunum,
Çaresizliğin çaresi var mı anne?

İçimi eriterek, yüreğimi dondurarak giden
Sevdasız kalmış yalnızlık mahkûmlarının treni
Duy beni artık ey acımasız paslı yüreğim, duy
Duy içimden gelen feryatları, çaresizlikleri,
Çaresizliğin çaresi var mı anne?

Çarşambayı sel aldı, bir yar sevdim el aldı,
Dercesine haykırıyor yüreğimin sisli köşesi,
Haykır, duyur sesini, duyur haykırışını yırtılırcasına,
Tüm özlem, hasret çeken yüreklerin adına
Bulamadım anne bulamadım çaresizliğin çaresini

Suskun bıraktın yüreğimi, en konuşulacak zamanda,
Mührünü vurmuş gibi bastırdın acılarımı içime,
Sil at artık ey aciz yüreğim kalbindeki korkuyu,
Sen susmazsın, sen ağlamazsın, üzülürsün sadece
Sevmeni, özlemeni, hayalini yürek bağrında,
Çaresizim, koca şehirde kaybolan bir çocuk misali, çaresizim