gözlerim faltaşı gibi açıktır
bir ejder uyur mağripte sinsice
yedikule zındanında gökler var
... gökler ki içimde kara kutudur
bembeyaz bir sır bu adam öldüren
düşmüş ocağına sevdiğim silber
sanırım bu yüzden üşür alevler
merhametin yok, şefkatin ve şükrün
trenler gidiyor haydarpaşadan
cuf cuf cuf diye,hızlı, çılgın, sapkın
bir sabır giydirdim her parmağıma
gösterişsiz,süzsüz,uzak şâşâdan
söylüyor istiklâl müslüme nisbet
masalar sarhoş, duvarlar,lâmbalar
eksik olan bir tek yeşil mambalar
hırsızın,arsızım,nursuzun yurdu
off istanbul,ölümümün çaprazı
düştüm ocağına sonunda ben de
yitik bir rüzgârım yedi tepende
kurutulmuş güller ağzımda sustur
ve günışığında kokar cenazem
piyer lötide bir ikindi üstü
bir tavşan kanına nâletlik düştü
sultan süleymandan bu yan, ben kimim
hangi çağda yaşıyorum unuttum
cumbalı evlerde zerâfet miyim
nedir gözlerimi kamaştıran şey
sihir mi değdi ki kalbim hep siyah
kayboldu alnımdan o mor secdagâh
ne işi var aşkın sarayburnunda
bilmem hangi cenin sancır karnında
yürüyorum zâlimlerin yurdunda
üsküdarda balıkçılar kör müdür
ki vapurlar batar arka arkaya
burda ölüm bir nâmustur,bir borçtur
öyle,elden düşme bisiklet değil
ağlarsın oturup kendi gölgene
ulan istanbul,seviyorum seni be! ..
Mustafa PINARBAŞI
Mustafa PınarbaşıKayıt Tarihi : 21.9.2011 00:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!