Kapıyı açıp içeri girdi ve kapıyı ayağıyla iterek kapattı. İçerisi karanlıktı. Işığı yakmak için düğme ararken ayağı takıldı. Az kalsın düşüyordu. “ Allah kahretsin nereden yanıyor bu ışıklar? ” diye bağırdı. Elindekileri yavaşça yere bıraktı. Sonra karanlıkta el yordamıyla
ışık düğmesini arayarak buldu ve ışığı yaktı.
“ Hele şükür yakabildim” dedikten sonra yere koyduğu poşet ve kağıt torbayı alıp somyanın
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Tüylerim ürpererk okudum yazınızı...Akıcı uslubla çok şey anlatmışsınız...sevgi...herşeyin güzelliği sevgiyle başlar.sevgiyle biter...kutluyorum kaleminizi..saygılarımla
Pisikolojisi bozuk insanların nedenlerinin bir kısmını çok güzel anlatmış ve örneklemişsin. Başarılı bir çalışma olmuş. Tebrik ederim.
Recep Uslu
keyifle okudum, yüreğiniz var olsun
saygılarımla
Bir sevgi zerresinin bile hedeflenen kötülükleri nasıl önlediği başarılı çalışmanıza tebrikler. Yüreğinize sağlık, saygılarımla...
Süheyl Bey başarılarınızın devamını diliyor ve sizi kutluyorum. Mükemmel bir çalışmaydı. Oldukça akıcı ve yürekli bir yazıydı. Paylaşım için teşekkürler...
GÜZEL BİR ŞİİR BEKLERKEN KALEMİNİZDEN FARKILI BİR OYUNLA KARŞILAŞTIM HARİKA OLMUŞ DEĞİŞİKLİK ÇOK GÜZEL KALEMİN ZENGİN ÜSTAD SEVEREK OKUDUĞUM GÜZEL BİR OYUN ELİNE SAĞLIK SAYGILARIMLA
Finali,n olumlu mesajla bitmesi güzel olmuş. Tebrikler.
öylesine hoş bir konuyduyki içinde kaybolup gittim degerli dost yüregin dert görmesin öylesine çok kelime varki susuyorlar sessizce kutlayarak
Senelerce önce bir yıl,varlık mahallesinde oturan
bir yüksek sınıf talebesi,çene ortapedisi kürsü direk
törünü ve eşini met etti,şöyle isdealist, böyle alim ki
şiler.Az zaman sonra bende sıtaj yaparken,eşi guru
buna dek geldim,ağzımda enkülüse canin dişi,kendi
ni göstermeye başladı, film ile sordum,şikayetin olur
sa çekdir deyip atlattı,ilmi batsın,onlardan diye eyit
mekden kaçdı;ağzımda ki dişlerin yarısını şikayetim
olunca kaybettim;çehalet hep vardır,Şimdide,ogün
de;susanlar,birilerinin arkasına sığınanlar allame old
e;o günde,bu günde doğruyu söylemenizi kabullene
mezler,O gün bilge kişi bu gün şeyh yada dede,yan
lız doğruyu o bilir, Örnek:Mekkede en çok halkı kış
kırtan,galyana getiren Peygamberimizin düşmanı
ve hakkında Sure inen EBU LEHEP, Mekkenin feth
edilmesinden sonra aile ve kendisine dokunulmadı
aman diledi.Orada öldü.Şimdi benim hocam gibi dü
şünmüyorsun;o zaman kafir yada zındıksın, seni ha
valara uçururum, bende cennete girer ne demek,eb
u lehepden daha kafir bir insan düşleyebiliyormus
un.............Medinenin en kötü günlerinde islami ger
illacılığı men etmiş, onları suçlu kabul edip,kureyş
lere teslim etmişdir.Büyülenmiş gibi sizinle asla ko
nuşmazlar.İşte gazzede elfetihcileri fırsattan istifade
öldürmedilermi,Seçim kendilerini seçerse meşrudur
turuncu amerikancılarla aynı kafadır.
TEŞEKKÜRLER BU GÜZEL HİKAYEYİ PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN. CANLI BOMBA NASIL VE HANGİ SAPIK DÜŞÜNCE İLE OLUR İNSAN ANLAMAM, ANLAYAMIYORUM. SLM
Bu şiir ile ilgili 32 tane yorum bulunmakta