Çankırı şehrine düşerse yolun,
Yarenleri mekanında izle gel.
Müsaitse zamanın, paran pulun
Kırk yılda bir değil, daha fazla gel.
Beş altı tuz lamba doldur torbaya
Dağıtırsın hısıma, akrabaya
Katkın olur hazırlanan çorbaya
Kokmaz bozulmaz beş çuval tuzla gel.
Günler önce terk ettik evi barkı,
Gönlümüzü sular gözlerin arkı.
İbrahim Bey, çalıp duygulu şarkı
Heder etme bağrımızı sazla gel.
Bindik teleferik adlı bir kuşa
Ha bire yükselip durdu yokuşa.
Okursun bak, başlayınca uçuşa
Ayetle, sureyle hatta cüzle gel.
Gezip gördük; Ilgaz dağı bambaşka
Çık etrafı seyret üç beş dakika.
Yıldıztepe, Derbent, Doruk harika
Durma atla arabana, gazla gel.
Kütüphane olmuş; gemiyle, uçak
Çay, simit bedava, ortam çok sıcak
Kaleden aşağı Çankırı’ya bak
Bir uçtan bir uca şehri gözle gel.
Çamaşırevi’yle, Tuz Mağarası,
Görür isen Çankırı’dır orası.
Muhteşemdir; dört mevsim manzarası
İster baharla gel, ister yazla gel.
Yaşın elli altı bilemem niçin
Beş yaşında çocuk gibidir için.
Yıktın ortalığı iki diş için
Yiğitlik taslama sen bu nazla gel.
Bakarız Baş ağam neyse icabı
Yeter ki çektirme onca azabı
Yere diz çökemez masa erbabı
Sınama bizleri yaşlı dizle gel.
Meclise gelende yürek olacak,
Cevap hızlı, doğru, direk olacak.
Bakarsın orada gerek olacak
Üç beş şarkı, türkü, özlü sözle gel.
İyi güldüm işitince “hacim”i,
Unuttum dişimden gelen acımı.
Kısmetsizsin tadamadın sicimi
Osman sen de buna ağla sızla gel.
Kayıt Tarihi : 29.1.2020 16:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
19/03/2019 tarihinde denetim için gidildiğinde
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!