Kaç kulaçtır bu deniz kim bilir kaç fitteyim
Her defasında içim dibe vurur neyleyim
Ben hangi pusulanın kaçıncı kertesiyim
Çekin sularınızı ben çölde de böyleyim…
Nasıl doğduysa güneş yine öyle batacak
Okunacak salada beni kimler anacak
Gelirken sevinmeyen gidişe mi yanacak
Ağlarken gülmek niye cefa ile böyleyim
Kim dokunduysa benim yürekteki ahıma
Her kim uğramışsa o sızlatan vahıma
Şakağın dayamışsa vurmayan silahıma
Tek kurşunluk ömrünü bağışlarken böyleyim
Hangi dağın ardında duruyorsa ihanet
Varılmaz uzak olsun bilinmesin kehanet
Kimseler kınamasın riyakâradır lanet
Dâhlim olmaz masumum satılırken böyleyim
Gölgeler vuruyorken aslımın üzerine
İsyanımın çığlığı ulaşmıyor derine
O gönülden düşenin geçilirken yerine
Kin bağlıyor gözlerim biçilirken böyleyim
Oyun içinde oyun kopmuş bedenden boyun
Yalancıya ne ola her gün birine soyun
Ne kötüdür bilinmez ikiyüzlü bu huyun
Dilime gelen durmaz ben doğuştan böyleyim
Şu içime sığınan merhametim biçare
Bülbülü Şeyda eden gül değil midir çare?
Ne çok diller döktüm de duyuramadım yâre
Figanın tesiri yok küstüm diye böyleyim
Şu ziyasız ömrüme pür nur olsan ne vardı
Ne oldu da makberin taşı yılana sardı
Sevda dediğimiz sur niye amansız nardı
Ben yandığım yerde de tevekkülden böyleyim
Hadi serilsin yola aşk ile destan diller
Hadi bir kez dokunsun saçıma candan eller
Hiç esmez mi gönülden sevda titreten yeller
Yok deyin de bileyim aramaktan böyleyim
Batırdım gemileri suda yaktım biline!
Kâinat üzerinden ahuzarım siline!
Sevmeyi unutanlar dilim dilim diline!
C/anıma batan diken acıtırken böyleyim
Sevinç İNAL
Kayıt Tarihi : 14.3.2010 00:56:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir dem vaktidir hazin...

TÜM YORUMLAR (1)