Candan Cana Şiiri - Hamza Çobanoğlu

Yıllardır yabancısı olduğum bir dünyada,
Hiç tatmadığım bir heyecan, sıcak bir buse...
Musiki ve saz, can alıcı bakışlar,
Nice gönüller fethedebilecek kadar muhteşem bir yürek;
Güzel, hisli, ürkek..

Sevgi saltanatı altında tatlı bir sürgündeyim,
Toprağıma kök salmış, altın yapraklı bir ağaç altında,
Parlak ve zevkli bir hayatın kollarında,
Her gece hep aynı besteyi söylemekte,
Hep aynı hayali görmekteyim.

Boğaz gecesinin geniş, pırıltılı sükutu,
Sessiz gölgemin ölesiye hayranlık beslediği mehtaplı geceler,
Dolunay altında bir dilber;
Ünlü bir ressamın fırçasından çıkmışcasına nadir.
Gülümseyen gözlerinin coşkusuna eşlik eden saçları
Rüzgarda dalga dalga.
Hayallerimin kızı, denizin kızı, ayın kızı...
Bir örümcek gibisin sanki;
Olduğu yerde avını beklemeyi seven...
Ben ise şaşkın bir kelebek,
Ağına takılıp can çekişen...

Acaba bir çıkmazda, bir rüyada, bir sonsuz yolda mıyım,
Ağını kucaklayıp senin zehrinle yavaş yavaş solmakta mıyım?
Anlamadan sevmek ve ölmek!
İşte böyle bir sevgi ateşiyle,
Her şeyin satın alındığı bir devirde
Hür, başıboş, huzurlu, gamsızım.
Senin ağına aşık bir kurbanım,
Ölesiye hayranım sana,
Bir dolunay altında...
Denizin kızı, ayın kızı, rüyalarımın kızı,
Candan cana akıyor aşk ışığı.