Biliyorum gönül kapın kapalı,
Üstelik kapında bekledim.
Ne kadar uzak veya yakın,
Hisler ve tartışmasız gözlemler.
Hisler , duygular,korkular
Sanki kapındaki kilit gibi.
Görülmez duvarlar örülmüş,
Sanki ruh aşamayacak gibi.
Arafta kaldım , seni düşündüm,
Sadece seni , sadece kalbini.
Sen yaşamım , sen ölümüm...
Vazgeçiyorum tüm bunlardan unutacak gibi.
Şiirlerde köpek oluyorum , aslında
Gururlu insanım inan bana.
Sözlerim ruhunu okşadığında
Tatmin etmedi mi yüreğini ?
Kaç kez rüyana girdim ?
Sayısını unutmadıysan söz daha girmeyeceğim.
Söz sana bir şiir daha yazmam,
Sözüm olsun bir daha olmaz gelişlerim.
Aşk bir insanı nasıl unutkanlaştırır ?
Unutmuşum seni ürküttüğümü.
Sana denk gelmemek üzere gidiyorum.
Gitmeden önce gelir miydi akıl başa ?
Alışıyorum kalbin bu denli akılsız oluşuna,
Alışırım kalbin acımasız,gaddar oluşuna.
Gidiyorum kapından , sevgin ulusundan,
Sensizliğin bir tadı, bir kaçışı olur belki.
Ve,
An gelir artık bir papatyanın son yaprağında,
Kopar kıyamet; sevmiyor...
Kayıt Tarihi : 2.2.2021 11:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ne yani papatya, bir yaprağın daha olsaydı sevecek miydi arılar balını ? Sana kıyarak mı yapacaktı bunu? Öyleyse hiç incitmesinler seni ve öğrensinler artık.. Tüm yaprakların koptuğunda elinde sadece sapın kaldığını.. Zaten dilin olsaydı, senin de dilin varmazdı seviyor demeye...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!