Sınanmış sözün doğrusundan,kınanmış gözlemlerin doğusuna ismimi yazan Aslı’nın asıllarından bir aşk büyür bizi çeker ay düşlerine.
Ben senin hilal haline ,ben senin kalem yazına, ben senin kazanılmamış duruşuna aynalar astım.Bütün hislerim sende taranır.
İnci mercan yalnızlığının tablalarından yalnızlığımı sorar ahdin ve vahidim.
Sonu sönmeyen ufkun uzantılarından uzanmış hayallerim büyür,büyülerim buselerinin canhıraşlığını.Kalırım sana.
Huzurumun zansız mimiklerinde dehanın aortlarını gıdıklayan heveslerim susuz özlemler büyütür.
Yurduna uğramamış,aşkına susamamış,aklanmamış müebbet kalışlar arasında gelişinin Arasatlarında arsa alan yeni beni tanı, tanıştır geleceğini…
Alaca yalnızlığıma süslenmiş düşler düşer aynaların rayına. Kav düşüncelerin düşlediği bensizlik ikliminde hep yazlar çıkar yazgıma..
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi



