'o kendi biliyora ithaf'
Bütün gitmelerden derlenmiş kulelerim vardı ben ile ben arasında, kayıtsız amaçlarımla örttüm üstünü, gelebilmelerin üşümesin diye. Duyumsamalarımı, ezgilerimi, utkularımı, ulaşılmazlığı ve inançlarımı akladım canan haline, gülüş haline, aşk haline, ruhunun hazinesine miladımı astım. Her can atılışta tüm canlılar senden bana can katıyor olmalı ki hep canım canına davetler yolluyor.
Şehveti bozkırlarda aşkın tiftik keçileri sensizliğe otlanırken ve heybende . Beni taşıyan usul usul özlemlerinin kurdu oldum…Geldi kurdum sürüne dadandı,adım can olarak sana yazıldı cananım.
Bir aşk kurdu sürüne daldı,yalnız seni çaldı yemek için değil, amaçlarının ,arzularının kanamamışlarına kan ve can olmak için.
Açlarının dalgakıran ucu uçlarında cemreler doldu içerime. Senin baharına yakın bir buzullar eriyordu dağlarımdan.Porsuk benli bir bahar coşkusuyla akardı, yıkardım yalnız ve sensiz olan her pareyi..
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim