Takıldı ayağım derken,
tam düşmek üzereyken
bir kuşun kendisi oldum
Açtım baktım içine dışına
inanki bana bu dünya boşuna
Kim bana kalmak gitmekten zor derse
yalan derim.
Ben sende, buralardan gittim
yarım kaldı.
Ve ben halen o yarımı arıyorum.
Aşkın bir ateş olduğu yaktığı doğruymuş
Sessizliği bozan tren sesi ve
karanlıkların gölgesi
süzülürken lambalara
uzaklardaki bir düşün ürpertisiydi beni saran
sonun başlangıcı
yokluğun varlığı
Yasak çözücüydü aşk
uzak diyarlardan
misafir
Sonrası malum tüm insanlıktan
münhasır.
Dağınık düşünceleri
toplamak gibiydi
ömür
Bazen ezberden
okunan bir şiir
Bazen dizginsiz giden
Evler var sıra sıra düzgün yapılı
İçleri dayalı döşeli
Bırakın benim evim
dağınık olsun, bol çiçekli
2005
Yaşam bir trende yolculuksa
etrafa geçtiğin yerlere bakarsın
sular, dağlar, ağaçlar, tarlalar, insanlar
eğer memnun değilsen bu yolculuktan
durduramazsın treni
bırak gitsin onu son durağa
Dünden öncesini hatırlamayan zaman bekçisiydi o.
Yaşanmışlıkları yaşanmadan bilmekti
onun görevi.
En uzun iki masalın ortasındaydı
onun evi.
Aşıkları aşklarından tanımaktı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!